İçinde eke olan 9 harfli 24 kelime var. İçerisinde EKE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eke olan kelimeler listesine ya da Sonu eke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
EKE
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LEKELEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi kirletmek, bir şey üzerinde leke oluşturmak
- "Kumaşı lekelemek."
-
Birine, namusa dokunur bir suç yüklemek
- "Durup dururken bir genci lekelemek güzel bir şey değil..." (Çetin Altan)
-
[-i]
Bir şeyi kirletmek, bir şey üzerinde leke oluşturmak
- TEKESEMEK
-
-
[nsz]
Dişi keçi çiftleşmek için teke istemek
-
[nsz]
Dişi keçi çiftleşmek için teke istemek
- KEKELEYİŞ
-
-
[isim]
Kekeleme işi veya biçimi
-
[isim]
Kekeleme işi veya biçimi
- EKEBİLMEK
- ...
- KEKELEMEK
-
-
[nsz]
Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak ve keserek konuşmak
-
Ne söyleyeceğini şaşırıp kelimeleri birbirine karıştırmak
- "Bir şey söylemek istedim, bulamadım, kekeliyordum." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak ve keserek konuşmak
- KEKEMELİK
-
-
[isim]
Kekeme olma durumu, rekâket
-
[isim]
Kekeme olma durumu, rekâket
- DÖRTÇEKER
-
-
[isim]
Çekiş gücünü ön ile arka tekerlekler arasında belli oranda eşit olarak dağıtan sistem
-
[isim]
Çekiş gücünü ön ile arka tekerlekler arasında belli oranda eşit olarak dağıtan sistem
- ŞEKERPARE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çok tatlı bir kayısı çeşidi
-
Bir tür hamur tatlısı
-
[isim]
Çok tatlı bir kayısı çeşidi
- ŞEKERİMSİ
- ...
- LEKECİLİK
-
-
[isim]
Doğa biçimlerini değil, boya biçimlerini değerlendiren ve boya vuruşundan doğan görüntünün, insanın iç coşkusunu anlatmaya yeter olduğuna inanan soyut resim anlayışı, taşizm
-
[isim]
Doğa biçimlerini değil, boya biçimlerini değerlendiren ve boya vuruşundan doğan görüntünün, insanın iç coşkusunu anlatmaya yeter olduğuna inanan soyut resim anlayışı, taşizm
- ÇEKELEMEK
-
-
[-i]
Tekrar tekrar çekmek
- "Deniz yakasından yakalamış, parmaklarını geçirmiş iki yakasına, çekeliyor." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[-i]
Tekrar tekrar çekmek
- ÇEKEBİLME
-
-
[isim]
Çekebilmek işi
-
[isim]
Çekebilmek işi
- ŞEKERLEME
-
-
[isim]
Şekerlemek işi
-
Toz şekerin içine meyve özleri konduktan sonra kaynatılmasıyla yapılan her türlü şeker
- "Cevahir, şekerleme, kitapçı camekânları önünde tevakkuf ede ede yürüyordum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Oturduğu yerde hafif ve kısa süreli uyuma
-
[isim]
Şekerlemek işi
- ŞEKERRENK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sarıya çalan renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
İki kişi arasında dostluk ilişkilerinin bozuk olması
- "Vergi kâtibi ile de araları şekerrenk olmuştu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Sarıya çalan renk
- ÇEKEMEMEK
-
-
[-i]
Çekme işini yapamamak
-
Katlanamamak
- "Ben onun hırçınlığını artık çekemem."
-
Kıskanmak
- "Belli bir şey ki bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar." (Haldun Taner)
-
[-i]
Çekme işini yapamamak
- BEREKETLİ
-
-
[sıfat]
Bol, verimli
- "Ey vatanın bağrı yanık bucağı / Hani senin bereketli hasadın." (Mehmet Emin Yurdakul)
-
[sıfat]
Bol, verimli
- DERNEKEVİ
-
-
[isim]
Bir dernek veya kuruluşun üyelerinin buluşmaları için ayrılmış yer, lokal
-
[isim]
Bir dernek veya kuruluşun üyelerinin buluşmaları için ayrılmış yer, lokal
- HAREKETLİ
-
-
[sıfat]
Hareketi olan, yer değiştirebilen, devingen, müteharrik
-
Canlı, kıpırdak
- "Hareketli bir çocuk."
- "Bu perdenin hareketli sahneleri hep akşamları oynandığı için..." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Hareketi olan, yer değiştirebilen, devingen, müteharrik
- HAREKESİZ
-
-
[sıfat]
Hareke konulmamış
-
[sıfat]
Hareke konulmamış
- MÜŞAREKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortaklık, ortaklaşma
-
İşteş çatı
-
[isim]
Ortaklık, ortaklaşma