İçinde e olan 8 harfli 4067 kelime var. İçerisinde E harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında e harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AÇIÖLÇER
-
-
[isim]
İletki
-
[isim]
İletki
- BEZLEMEK
-
-
[-i]
Bez, kumaş vb. ile örtmek veya kaplamak
-
Çocuğun altına bez koymak, çocuğu belemek
-
[-i]
Bez, kumaş vb. ile örtmek veya kaplamak
- CİLVEBAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Cilveli
- "Hiç ister miyim ben eli nimetli efendiciğimi kaptırayım o cilvebazlara?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Cilveli
- DEFANSİF
- ...
- EĞİTİLME
-
-
[isim]
Eğitilmek işi
-
[isim]
Eğitilmek işi
- EKLEMSİZ
-
-
[sıfat]
Eklemi olmayan
-
[sıfat]
Eklemi olmayan
- ELİPSOİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Elipse benzeyen
-
[isim]
Bir elipsin kendi ekseni etrafında döndürülmesiyle oluşan cismin biçimi
-
[sıfat]
Elipse benzeyen
- GÖNDERGE
-
-
[isim]
Dış dünyada yer alan, bir göstergenin belirttiği nesne veya varlık
-
[isim]
Dış dünyada yer alan, bir göstergenin belirttiği nesne veya varlık
- İZLEKSEL
- ...
- KARATECİ
-
-
[isim]
Karate yapan kimse
-
[isim]
Karate yapan kimse
- KEKREMSİ
-
-
[sıfat]
Tadı az kekre olan
- "Buzlaşmış, hafifçe kekremsi birayı büyük bir zevk duyarak içti." (Cahit Uçuk)
-
Genzi yakan, buruk (koku)
- "Bu kekremsi kokunun dimağa tesirini bu semtte yatıp kalkanlar bilirler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Suratı asık, yüzü gülmeyen (kimse)
-
[sıfat]
Tadı az kekre olan
- KÖYLEŞME
-
-
[isim]
Köyleşmek işi
-
Köyden şehre nüfus göçü dolayısıyla kırsal alanlara özgü davranış ve tutumların şehirlerde görülmesi
-
[isim]
Köyleşmek işi
- MERCEKSİ
-
-
[sıfat]
Merceği andıran, merceğe benzeyen, mercek gibi
-
[sıfat]
Merceği andıran, merceğe benzeyen, mercek gibi
- MÜÇTEHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü
-
[isim]
Ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü
- MÜZİSYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Müzikçi, müzik sanatçısı
-
[isim]
Müzikçi, müzik sanatçısı
- ÖZETLEME
-
-
[isim]
Özetlemek işi
-
[isim]
Özetlemek işi
- SERVİSÇİ
-
-
[isim]
Yetkili serviste çalışan kimse, servis yapan kimse
-
[isim]
Yetkili serviste çalışan kimse, servis yapan kimse
- SİLİNMEK
-
-
[nsz]
Silme işine konu olmak
- "Bu sonuncular, ardından gelen büyük dalgaların gürültüsünde silinip gitti." (Murathan Mungan)
-
Kendi kendini silmek
-
Birden yok olmak, gözden kaybolmak
- "Nina'nın dudaklarındaki ferah, tatlı tebessüm silinmiştir." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Silme işine konu olmak
- TERSİNME
-
-
[isim]
Tersinmek işi veya durumu
-
[isim]
Tersinmek işi veya durumu
- TERTİBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzen, düzenleniş
- "Yüz sandık cephaneyi Anadolu'ya gönderebilmek için müzakere edip tertibat aldıklarını veya depolardan silah kaçırdıklarını söylüyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir işin güçlüklerini karşılamak için yapılan ön hazırlıklar
- "Şimdi yol tertibatını konuşamaz mıyız? diye sordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Düzen, düzenleniş