İçinde e olan 5 harfli 1995 kelime var. İçerisinde E harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında e harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CEPÇİ

  1. [isim] Yankesici

HEVES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İstek, eğilim, arzu, şevk
    • "Küçüklüğünden beri bütün hevesi bahriyede idi." (Haldun Taner)
    • "Birçoklarının bu havaya uydukları ve artık refahlarını devlet kapılarının dışında aramaya heves ettikleri zamanlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Bir aralık, büyük bir devlet adamı olmak hevesine düştüm." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Gazetenin yayını kesildi; çaresiz İzmir'e döndüm fakat hevesim kursağımda kalmıştı." (Atilla İlhan)
  2. Gelip geçici istek
    • "Yoksa ona karşı geçici bir heves mi duyuyor." (Peyami Safa)

HEZAR
...
PİPET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sıvıları, solukla içine çekip kaptan kaba aktarmaya yarayan cam boru
  2. Sıvı içecekleri bardak veya şişeden kolayca içmek için kullanılan ince, plastik boru, kamış

SEBEN
...
TÜRBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle ünlü bir kimse için yaptırılan ve içinde o kimsenin mezarı bulunan yapı
    • "Çekirge'de Hüdavendigâr türbesini ziyaret ettim." (Ahmet Haşim)

YAVER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yardımcı
    • "Şansımız yaver gidiyor."
  2. Emir subayı

ÇİSEN
...
DELİK

  1. [isim] Dar, küçük açıklık
    • "İğne deliği. Burun deliği."
    • "O nasıl yarmıştı benim kafacığımı, şimdi de yakalasınlar kuyruğundan onu da tıksınlar deliğe." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Dar, küçük çukur
    • "Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Küçük hayvan yuvası
    • "Fare deliği."
  4. [sıfat] Delinmiş olan
    • "Hangi evden istedilerse gittim, dama çıktım, akan delik kiremidi buldum, yerine sağlam kiremit koydum." (Hamdullah Suphi Tanrıöver)
  5. Cezaevi

ESANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı
    • "İçlerinden biri, galiba esmerleri, bir esans sürmüştü." (Haldun Taner)

ETÇİK

  1. [isim] Küçük et parçası

EZMEK

  1. [-i] Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek
    • "Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım." (Enis Behiç Koryürek)
    • "Bütün ecnebi kelimeleri ezip büzüp anlaşılmaz hâle getirip öyle kullanıyorlar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek, çiğnemek
    • "Rüzgârın içinde birbirini ezercesine kaçıştılar." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. [nsz] Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmek
    • "Şerbet için şeker ezmek. Boya ezmek."
  4. Üzmek, sıkıntıya sokmak
    • "Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir." (Aka Gündüz)
  5. Baskı altında tutmak
    • "Mahzun yüzünü ağlaya ağlaya öpmek arzusu içimi bir açlık gibi ezdi." (Refik Halit Karay)
  6. Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormak
    • "Bu yol hayvanı ezdi."
  7. Yenmek, sindirmek
    • "Düşmanı ezmek."
  8. Harcamak
    • "Paraları bir haftada ezerim." (Sait Faik Abasıyanık)

GEVİŞ

  1. [isim] Bazı hayvanların yutmuş olduğu yiyeceği ağzına getirip yeniden çiğnemesi
    • "Bir kuzu yere çömelmiş, geviş getiriyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

JETON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Telefon ve türlü oyunlarda para yerine kullanılan küçük, metal veya plastik marka
    • "Çok lafazan ve bilgisiz ama jeton sizde biraz geç düşüyor anlaşılan." (Haldun Taner)

KAMER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ay

KELEK

  1. [isim] Olgunlaşmamış, ham kavun
  2. Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir çeşit sal
  3. [sıfat] Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan
    • "Kelek mısır."
  4. [sıfat] Kılsız
    • "Kelek tulum."
  5. [sıfat] Aptal

NEZİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Temiz, temiz ahlaklı

SENCE

  1. [zarf] Sana göre, senin düşüncence

DELTA

Kelime Kökeni : Yunanca

  1. [isim] Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D)
  2. Bir ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ova, çatal ağız

DEYİM

  1. [isim] Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir
    • "Bence ziyan olmuş, eski deyimi ile heder olmuş bir değerdir." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü