İçinde dik olan 8 harfli 29 kelime var. İçerisinde DİK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dik olan kelimeler listesine ya da Sonu dik ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D K İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DİK
2 Harfli Kelimeler
İD, Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİKENLİK
-
-
[isim]
Dikenli bitkileri çok olan yer
- "Dünyada kurumayan, dikenlik hâline gelmeyen hiçbir yeşil köşe kalmıyor." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Dikenli bitkileri çok olan yer
- DİKENCİK
-
-
[isim]
Küçük diken
-
[isim]
Küçük diken
- DİKİZLİK
-
-
[isim]
Gözetleme deliği
-
[isim]
Gözetleme deliği
- DİKBAŞLI
-
-
İnatçı, bildiğinden dönmeyen, büyüklerinin sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen (kimse)
-
Kurumlu
- "Dikbaşlı ve sözünü esirgemeyen bir insan olduğundan yükselmemişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
İnatçı, bildiğinden dönmeyen, büyüklerinin sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen (kimse)
- SİDİKLİK
-
-
[isim]
Canlılarda sidiğin atıldığı organ
- "Yumurta bu balıkların karnından ... sağılmak veya yarılmak suretiyle sidiklikten çıkarılır."
-
Pisuvar
-
Tutukevlerinde ağır suç işleyen kimselerin cezalandırılmak üzere kapatıldıkları hücre
-
[isim]
Canlılarda sidiğin atıldığı organ
- DİKLENME
-
-
[isim]
Diklenmek işi veya durumu
-
[isim]
Diklenmek işi veya durumu
- DİKİLMEK
-
-
[nsz]
Dikme (I) işi yapılmak
- "Buraya anıt dikilecek. Bahçeye ağaçlar dikildi."
-
Dik duruma gelmek
-
Ayakta durmak
- "Hissem neyse ben de isterim diye karşıma dikilmez mi?" (Haldun Taner)
-
Göz belli bir noktaya uzun süre bakmak
- "Gözlerime dikilen gözlerinden damla damla inen yaşları unutmuyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Karşı koymak, engellemek
-
Bazı üreme organları dokularına kan dolmasıyla sert ve dik bir duruma gelmek
-
[nsz]
Dikme (I) işi yapılmak
- DİKEYLİK
-
-
[isim]
Dikey olma durumu
-
[isim]
Dikey olma durumu
- DİKKATLİ
-
-
[sıfat]
Dikkat eden, özen gösteren (kimse)
-
Titiz, araştırıcı, sorgulayıcı
- "Bir yabancının dikkatli bakışından ürkerek susacağından korkmuştu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Dikkat eden, özen gösteren (kimse)
- DİKİŞSİZ
-
-
[sıfat]
Dikişi olmayan
- "Dikişsiz boru."
-
Yapıştırma yoluyla yapılmış
- "Dikişsiz ayakkabı."
-
[sıfat]
Dikişi olmayan
- TASDİKLİ
-
-
[sıfat]
Onaylanmış
-
Doğrulanmış, geçerli, onaylı, tasdik edilmiş
-
[sıfat]
Onaylanmış
- DİKELTME
-
-
[isim]
Dikeltmek işi
-
[isim]
Dikeltmek işi
- HANDİKAP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
At yarışlarında binicilerle eyerin toplam ağırlığının, atların koşuyu kazanma şansını etkileyecek biçimde ayarlanması
-
[isim]
Engel
- "Esaslı dokümantasyona ve teknik hünerlere karşın, en büyük handikapları, bu yaşanmışlık sıcaklığından yoksun oluşları idi." (Haldun Taner)
-
At yarışlarında binicilerle eyerin toplam ağırlığının, atların koşuyu kazanma şansını etkileyecek biçimde ayarlanması
- SENDİKAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sendika ile ilgili
- "Sendikal haklar."
-
[sıfat]
Sendika ile ilgili
- SADİKLİK
-
-
[isim]
Sadik olma durumu
-
[isim]
Sadik olma durumu
- DİKTİRME
-
-
[isim]
Diktirmek işi
-
[isim]
Diktirmek işi
- DİKTAFON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tür ses alma cihazı
-
[isim]
Bir tür ses alma cihazı
- DİKİMEVİ
-
-
[isim]
Giysi ve çamaşır dikilen iş yeri
-
[isim]
Giysi ve çamaşır dikilen iş yeri
- DİKSİYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarını kurallarına uygun olarak söyleme biçimi
- "Müfredat programlarında kıraat yani diksiyon dersi yok." (Burhan Felek)
-
Konuşulan dilin incelenmesi ve kullanılması
-
Duru, açık vurgulama ve çıkaklara tam uyarak konuşma
-
[isim]
Seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarını kurallarına uygun olarak söyleme biçimi
- DEDİKODU
-
-
[isim]
Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kılükal
- "Kız aleyhine hiçbir aykırı dedikodu çıkmadı." (Aka Gündüz)
- "Ayaküstü bir şeyler atıştırır, kulis dedikoduları yaparlar." (Salâh Birsel)
- "Munise'nin süsü günlerce Zeyniler köyüne dedikodu sermayesi olmuş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kılükal