İçinde aşı olan 8 harfli 66 kelime var. İçerisinde AŞI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aşı olan kelimeler listesine ya da Sonu aşı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AŞI
2 Harfli Kelimeler
AŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ADIMBAŞI
-
-
[zarf]
Birbirine yakın yerlerde, sık sık
- "Adımbaşı bir nöbetçi."
-
[zarf]
Birbirine yakın yerlerde, sık sık
- GÜNAŞIRI
-
-
[zarf]
Bir gün ara ile, iki günde bir
- "Gelir desen dar gelir / Günaşırı alacaklılar gelir." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[zarf]
Bir gün ara ile, iki günde bir
- BAĞLAŞIM
-
-
[isim]
Eşleme
-
Aralarında ortak çıkar bulunan devletler ilişkisi
-
Bir dizgenin veya alt dizgenin başka bir dizge üzerindeki etkisi
-
[isim]
Eşleme
- AŞIRMACI
-
-
[isim]
Başkasına ait olan bir şeyi izinsiz alan kimse
-
Başka bir yazarın eserinden konu veya biçim alan kimse
-
[isim]
Başkasına ait olan bir şeyi izinsiz alan kimse
- AŞICILIK
-
-
[isim]
Aşıcının yaptığı iş
-
[isim]
Aşıcının yaptığı iş
- AŞILILIK
- ...
- SIRNAŞIŞ
-
-
[isim]
Sırnaşma işi veya biçimi
-
[isim]
Sırnaşma işi veya biçimi
- KARMAŞIK
-
-
[sıfat]
İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil
- "Karmaşık bir sorun. Karmaşık bir düşünce."
-
Çözeltide kendisini oluşturan parçalara iki yönlü olarak ayrışan (iyon veya birleşik), kompleks
-
Ögelerinin veya gerekli işlemlerin sayısının çokluğu, çeşitliliği yüzünden anlaşılması, yapılması güç olan, komplike
-
[sıfat]
İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil
- ASESBAŞI
-
-
[isim]
Yeniçeri Ocağındaki askerî görevinin yanı sıra, başkentin düzenini korumakla da yükümlü olan yirmi sekizinci ortanın çorbacıbaşısı
-
[isim]
Yeniçeri Ocağındaki askerî görevinin yanı sıra, başkentin düzenini korumakla da yükümlü olan yirmi sekizinci ortanın çorbacıbaşısı
- AYBAŞILI
-
-
[sıfat]
Âdet görmüş (kadın)
-
[sıfat]
Âdet görmüş (kadın)
- TAŞINMAK
-
-
[nsz]
Taşıma işi yapılmak
-
[-e]
Başka bir yere gitmek, göçmek
- "Evi gezdim pek beğendim, ne yapıp yapıp oraya taşınmalıyız." (Peyami Safa)
-
[-e]
Bir yere sık sık gitmek
- "Bir ay mahkemeye taşındı."
-
[nsz]
Taşıma işi yapılmak
- BULAŞICI
-
-
[sıfat]
Birinden başkasına geçen, bulaşan, sâri
-
[sıfat]
Birinden başkasına geçen, bulaşan, sâri
- ŞAŞILASI
-
-
[sıfat]
Şaşılması gereken
-
[sıfat]
Şaşılması gereken
- EŞEKBAŞI
-
-
[isim]
Yetkisi önemsenmeyen, gücünü gerektiği gibi göstermeyen kimse
- "Sen necisin? Eşekbaşı mısın bu sınıfta?" (Rıfat Ilgaz)
-
[isim]
Yetkisi önemsenmeyen, gücünü gerektiği gibi göstermeyen kimse
- KOCABAŞI
-
-
[isim]
Köy ihtiyar heyetinin başı, muhtar
-
[isim]
Köy ihtiyar heyetinin başı, muhtar
- AŞILAMAK
-
-
[-i]
Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak
-
Başkasına hastalık geçirmek
-
Elde edilmesi istenilen herhangi bir ağacın bir parçasını anaç üzerine kaynaştırarak üretmek
-
Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katmak
-
Birtakım düşünce veya duyguları başkasına benimsetmek, telkin etmek, etkilemek
-
[-i]
Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak
- AŞIRINTI
-
-
[isim]
Aşırılmış olan şey
- "Cemiyetin çaldıklarına nazaran adi sokak hırsızlarının aşırıntıları adam sen de denecek bir hafiflikte kalırdı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Aşırılmış olan şey
- BAĞDAŞIK
-
-
[sıfat]
Her yeri aynı özelliği gösteren, mütecanis, homojen
-
[sıfat]
Her yeri aynı özelliği gösteren, mütecanis, homojen
- YAKLAŞIM
-
-
[isim]
Yaklaşma işi
-
Bir sorunu ele alış, ona bakış biçimi
- "Bir büyük ve değerli özelliği de Türk geçmişinin ve bugününün sentezine yönelik bir yaklaşım içinde bulunuşu idi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yaklaşma işi
- ŞAŞIRMAK
-
-
[-i]
Bir işe nasıl başlayıp o işi nasıl sürdüreceğini ve nasıl sonuçlandıracağını bilemeyecek duruma gelmek, içinden çıkamamak
- "Söyleyeceğini şaşırmak."
- "Hasta adamı da evden çıkarıp atmak olmaz, ne yapacağını şaşırmış kalmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Doğru, gerçek ve gerekli olanı ayırt edemeyecek duruma gelmek
- "Hastasını muayene ederken başında bulundular mı hele söz söylediler mi eli ayağı dolaşır, ya kalbi bulamaz ya nabzı şaşırır." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Ne yapmak gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, hayret etmek
- "... o kadar bağırırdı ki nihayet herif sersem olur, şaşırır, istediğini verirdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Bir işe nasıl başlayıp o işi nasıl sürdüreceğini ve nasıl sonuçlandıracağını bilemeyecek duruma gelmek, içinden çıkamamak