İçinde ağ olan 6 harfli 96 kelime var. İçerisinde AĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağ olan kelimeler listesine ya da Sonu ağ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AĞINMA
-
-
[isim]
Ağınmak işi
-
[isim]
Ağınmak işi
- BUKAĞI
-
-
[isim]
Ağır cezalıların ayaklarına takılıp ucuna pranga bağlanan demir halka
- "Bukağılı Babanın başı ucunda düşman zindanında taşıdığı bukağılar vardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Kaçmaması için hayvanların ayağına takılan zincir, demir köstek
-
[isim]
Ağır cezalıların ayaklarına takılıp ucuna pranga bağlanan demir halka
- ÇAĞNAK
-
-
[isim]
Amniyon sıvısı
-
[isim]
Amniyon sıvısı
- BAĞLAM
-
-
[isim]
Deste
-
Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü veya bağlantısı, kontekst
- "Uygarlık bağlamında Batı ve Doğu diye bir ayrım yapılmamakta bir bütün olarak düşünülmektedir." (Ahmet Cemal)
-
Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce veya sonra gelen, birçok durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim veya birimler bütünü, kontekst
-
Bent
-
[isim]
Deste
- AĞLAMA
-
-
[isim]
Ağlamak işi
-
[isim]
Ağlamak işi
- SAĞYAĞ
-
-
[isim]
Tereyağ
-
[isim]
Tereyağ
- İÇYAĞI
-
-
[isim]
Geviş getiren hayvanların karın boşluğunda iç organlarını saran kalın yağ, şahım
- "Ve siner tavanlara bir içyağı kokusu." (Behçet Necatigil)
-
[isim]
Geviş getiren hayvanların karın boşluğunda iç organlarını saran kalın yağ, şahım
- BAĞLAR
- ...
- AĞARIŞ
- ...
- MAĞDUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Haksızlığa uğramış (kimse), kıygın
- "Efendiler, asırlardır şarkta mağdur ve mazlum olan milletimiz..." (Atatürk)
-
[sıfat]
Haksızlığa uğramış (kimse), kıygın
- AĞIRCA
-
-
[sıfat]
Oldukça ağır
- "Biraz sonra aşağıda bir kapı açıldığı, sonra da ağırca bir şeyin devrildiği duyulur." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kötüleşmiş (hasta)
-
[zarf]
Oldukça ağır biçimde
-
[sıfat]
Oldukça ağır
- DEBBAĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sepici
-
[isim]
Sepici
- YAĞLIK
-
-
[isim]
Büyük mendil, çevre
- "Osmanlı kadınlığının göz nurunu, el emeğini, üstün zevkini yüzyıllardan beri yiğitçe taşımış, işlemeli, yağlıklar, dantelalar, oyalar..." (Kemal Tahir)
-
[isim]
Büyük mendil, çevre
- BAĞSIZ
-
-
[sıfat]
Bağı bulunmayan
- "Bağsız ayakkabı."
-
[sıfat]
Bağı bulunmayan
- MAĞRUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kurumlu, gururlu, kibirli, kendini beğenmiş
- "İdris bir imparator gibi mağrurdu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kurumlu, gururlu, kibirli, kendini beğenmiş
- RAĞBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstek, arzu, ilgi
- "İtalyan kadınları o kumaşlara o kadar rağbet göstermişlerdir ki..." (Falih Rıfkı Atay)
- "... haftanın bir gecesinde yalnız kadınlara oynayacak kadar mahallede rağbet kazandı." (Halide Edip Adıvar)
-
Beğenme, itibar
- "Fakat memlekette böylelerine rağbet yok." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
İstek, arzu, ilgi
- ÇAĞLAR
-
-
[isim]
Çağlayan
-
[isim]
Çağlayan
- AĞRIMA
-
-
[isim]
Ağrımak işi
-
Memeli hayvanlarda görülen ara konakçı kenelerin bulaştırdığı ağrıma asalaklarından ileri gelen hastalık
-
[isim]
Ağrımak işi
- YAĞMUR
-
-
[isim]
Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet
- "Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Ben önde, Nezir arkada, çamurlu yoldan, yağmur yiye yiye elimdeki pilli fenerin ışığında yürüyoruz." (Refik Halit Karay)
-
Çok ve sık düşen, gelen şey
-
Çokluk, bolluk
- "Para yağmuru. Övgü yağmuru."
-
[isim]
Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet
- AĞABEY
-
-
[isim]
Büyük erkek kardeş, aka
- "Ağabeyi ile fısıl fısıl konuştular, birlikte sevindiler." (Refik Halit Karay)
-
[ünlem]
Saygı ve sevgi göstermek üzere yaşça büyük olan erkeklere söylenen bir seslenme sözü
- "Geçmiş olsun ağabey, ne oldu sana böyle?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Büyük erkek kardeş, aka