İçinde aza olan 5 harfli 20 kelime var. İçerisinde AZA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aza olan kelimeler listesine ya da Sonu aza ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

AZA

2 Harfli Kelimeler

AZ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAZAN

  1. [isim] Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap
    • "Koca bir kazan patates kaynattık." (Aka Gündüz)
    • "İkide birde kazan deviren yeniçerilerin dışında askerlikte talim ve terbiye esaslarına göre Avrupai bir nizam ile askerliğimizin ihdası pek hayırlı olmuştu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "İstanbul kazan ben kepçe, üç gün onu aradım."
  2. Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı büyük derin kap
    • "Kazan patladı."

PLAZA

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] İş merkezi

KAZAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ham ipeği iplik ve ibrişim durumuna getiren kimse

GAZAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ceylan

NAZAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke hatta cansız nesnelere de zarar veren, bakıştaki çarpıcı ve öldürücü güç, göz
    • "Hele marangoz Halil'in gözünü de denemiş. Nazara gelmemek için kendi kendine okuyup üflüyor, nerede tahta görürse tak tak vuruyor." (Haldun Taner)
    • "Ona düşman nazarıyla bakıyor."
  2. Bakış, bakma, göz atma
    • "İlk nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor." (Sermet Muhtar Alus)

SAZAK

  1. [isim] Kuvvetli esen rüzgâr
    • "Ne yaman esiyor Şad'ın sazağı / Kahpe felek bize kurdu tuzağı." (Halk türküsü)
  2. Bataklık, sazlık
  3. Mersin

HAZAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Güz, sonbahar
    • "Teselliden nasibim yok hazan ağlar baharımda." (Mehmet Akif Ersoy)

KAZAK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Baştan geçirilerek giyilen, genellikle kollu, örme üst giysisi
  2. Jokeylerin giydiği, göz alıcı renklerde bir tür ceket

SAZAN

  1. [isim] Sazangillerden, Avrupa, Asya ve Amerika'nın tatlı sularında yaşayan, sırt yüzgeci uzun, eti beğenilen kılçıklı bir balık (Cyprinus carpio)
  2. Kolay kandırılan, aldatılabilen kimse

AZAMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Maksimum

BAZAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Bazı çok olan (tuz)
  2. Bazın özelliklerini taşıyan (madde)

ALAZA

  1. [isim] Dökülen tohumlarla ertesi yıl kendiliğinden çıkan tahıl, soğan vb

ABAZA
...
PAZAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer
    • "Perşembe pazarı. Salı pazarı."
  2. Belli bir şeyin satıldığı yer
    • "Balık pazarı."
  3. Alım satım, alışveriş
    • "Allah hayırlı pazar versin."
  4. Haftanın birinci günü, cumartesi ile pazartesi arasındaki gün
    • "Ertesi gün pazardı, öğleye kadar tembellik edersiniz." (Memduh Şevket Esendal)

AZADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Başıboş, erkin, serbest
    • "Çocuk gönlüm kaygılardan azade." (Orhan Veli Kanık)
  2. [zarf] Başıboş, erkin, serbest olarak
    • "Gürültüden azade yaşamak."

HAZAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Barış

NAZAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Genizsil

MAZAK

  1. [isim] Kırlangıç balığıgillerden, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Marmara denizinde yaşayan, kırmızı renkli, lezzetli bir balık (Trigla lineata)

GAZAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öfke, kızgınlık, hiddet
    • "En önde Tevfik, en arkada cüce, birbirinin ayaklarına basarak Emine'nin gazabından sokağa fırladılar, karanlıkta birdenbire kayboldular." (Halide Edip Adıvar)
    • "Sert kelimeler kullandı, köpürdü, gazaba geldi." (Peyami Safa)

YAZAR

  1. [isim] Yazma özelliği olan şey
  2. Bilim, edebiyat, sanat alanında kitap yazan kimse, müellif
  3. Özellikle gazete ve dergilerde herhangi bir konuda yazı yazan kimse, muharrir

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü