İçinde ayı olan 5 harfli 27 kelime var. İçerisinde AYI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ayı olan kelimeler listesine ya da Sonu ayı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A I Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

AYI

2 Harfli Kelimeler

AY, YA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇAYIR

  1. [isim] Üzerinde gür ot biten düz ve nemli yer
    • "Çocukların neşesi birdenbire sönmüş, çayıra bir eski mezarlık sükûtu çökmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Böyle yerde biten ot

KAYIP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kaybolma, yitme, yitim
    • "Bizim yokuş son iki yılda çok kayıp vermişti. Cemal Nadir bu kayıpların en büyüğüydü." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Şu yeşil bu mor derken bizim futbol sevgisi gene kayıplara karıştı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. [sıfat] Kaybolmuş olan, yitik, zayi
    • "Kayıp eşya."

CAYIŞ

  1. [isim] Cayma işi veya biçimi
    • "Yüreğinde, gevşek bir isteksizlik, cayışa benzeyen tatsız bir gerileme vardı." (Cahit Uçuk)

HAYIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kadınlarda aybaşı

MAYIN

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Toprak altına, üstüne veya suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya, çarpma veya basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde
    • "Akustik mayın. Mıknatıslı mayın."

YAYIM

  1. [isim] Yayma işi
  2. Kitap, gazete vb. okunacak şeylerin basılıp dağıtılması, neşir
    • "Kitap ve gazete yayımı işi bizim can davamızdır." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye ulaştırılması, neşir

HAYIT

  1. [isim] Ayıt

YAYIK

  1. [isim] Tereyağı çıkarmak için sütün, yoğurdun içinde çalkalandığı kap veya makine
    • "Nina'nın bildiği alet değirmen ve yayıktır; buğday öğüten ve tereyağı çıkaran yararlı iki basit makine." (Refik Halit Karay)
    • "Yayık dövmek, yağ çıkartmak yeni gelinlerin görevi." (Nezihe Araz)

ZAYIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)
    • "Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Güya bu sene biraz zayıf düşmüşüm." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Muhalefeti hep zayıf düşüren, muhalefeti hep hedefinden uzaklaştıran kusur, ondaki bu sonsuz kanma ve aldanma huyudur." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kendisini en zayıf yerinden yakalamak istediğinden şüphelenir gibi." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Görevini yapacak yeterli gücü olmayan
    • "Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf."
  3. Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan
    • "Zayıf bir yapı."
  4. Önemli, güvenilir olmayan
    • "Zayıf bir bilgi."
  5. Çok az
    • "Zayıf bir ihtimal."
  6. Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan
    • "Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık."
  7. [isim] Başarısızlığı gösteren not
  8. Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz
    • "Zayıf bir öğretmen."
  9. Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan
    • "Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu." (Aka Gündüz)

BAYIR

  1. [isim] Küçük yokuş
    • "Her gün kırda bayırda dolaşmaya alışmış." (Memduh Şevket Esendal)

AYICI

  1. [isim] Ayı oynatmayı iş edinen kimse
  2. Kaba saba kimse

KAYIK

  1. [isim] Kürek veya yelkenle yürütülen ufak tekne
    • "Balıkçı kayığı."
  2. [sıfat] Bir yana kaymış

LAYIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan
    • "Sevilmeye o herkesten fazla layıktır." (Peyami Safa)
    • "Ben işte oyum, şimdi söylemeye layık görmediğiniz Dikmen Yıldızı..." (Aka Gündüz)
    • "Bu itimada ne kadar az layık olduklarının farkına ancak yıllar sonra varabilmişimdir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bir kimseye uygun olan, yaraşan
    • "İster misin, Tayfun'un da gözüne ilişsin; layığını bulmuş diye sevinsin." (Sermet Muhtar Alus)

HAYIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Haksızlık, insafsızlık
  2. Acınma, üzülme
  3. [ünlem] "Vah, heyhat, yazık" anlamlarında kullanılan bir söz

YAYIŞ

  1. [isim] Yayma işi veya biçimi
    • "Gazete ve kitabın az okunması yayış ve satış işinin bozuk olmasından ileri geliyor." (Reşat Nuri Güntekin)

SAYIM

  1. [isim] Sayma işi, tadat
    • "Nüfus sayımı."

MAYIS

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Yılın otuz bir gün süren, beşinci ayı

AYIRT
...
SAYIN

  1. [sıfat] Konuşma ve yazışmalarda saygı belirtisi olarak kişi adlarının önüne getirilen söz, saygıdeğer, muhterem

TAYIN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Asker azığı
  2. Asker ekmeği
  3. Savaş veya seferberlik dönemlerinde vatandaşlara karneyle dağıtılan ekmek
    • "Çok defa kahvaltı tayınım olan bir dilim kuru ekmekle bir topak tulum peynirini bile tıkınmaya imkân bulamıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü