İçinde at olan 5 harfli 206 kelime var. İçerisinde AT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında at olan kelimeler listesine ya da Sonu at ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BERAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent
-
Osmanlı İmparatorluğu'nda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu
-
[isim]
Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent
- SAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü
- "Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Şimdi koltuğumdan kımıldayamıyorum, bu yaşımda sakat oldum." (Refik Halit Karay)
-
Bozuk veya eksik
- "Sakat bir anlatım."
- "Sakat bir iş."
-
[sıfat]
Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü
- HATTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[bağlaç]
Bile, hem de
-
[zarf]
Üstelik, ayrıca
- "Dördü de buna inanmak istiyor hatta için için inanıyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[bağlaç]
Bile, hem de
- KATLI
-
-
[sıfat]
Katlanmış, bükülmüş
- "Katlı mendilleri dolaba koydu."
-
Katı veya katları olan
- "Yolun sonunda iki katlı eski bir bina yükseliveriyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Katlanmış, bükülmüş
- SATMA
-
-
[isim]
Satmak işi
-
[isim]
Satmak işi
- VATKA
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Giysilerde, omuzların dik durmasını sağlamak amacıyla içine konulan parça
-
[isim]
Giysilerde, omuzların dik durmasını sağlamak amacıyla içine konulan parça
- CİHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Din uğruna yapılan savaş
-
[isim]
Din uğruna yapılan savaş
- KATIM
-
-
[isim]
Katma işi
- "Koç katımı."
-
[isim]
Katma işi
- SATIŞ
-
-
[isim]
Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir fiyat, bir değer alınması yoluyla yapılan işlem, satım
- "Satış işinin güçlüğünü orada iyice öğrendim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir fiyat, bir değer alınması yoluyla yapılan işlem, satım
- PUSAT
-
-
[isim]
Araç
-
Silah, zırh vb. savaş aracı
-
Giysi veya giysilik kumaş
-
[isim]
Araç
- SUVAT
-
-
[isim]
Hayvan suvaracak yer
-
[isim]
Hayvan suvaracak yer
- İBATE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Barındırma
-
[isim]
Barındırma
- ÜSTAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse
- "Koca üstat hemen rasttan bestelediği bir şarkıyı mırıldanmaya başladı." (Aka Gündüz)
-
[ünlem]
Genellikle erkekler arasında senli benli konuşmada kullanılan bir seslenme sözü
- "Üstat! Nasılsınız?"
-
[isim]
Bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse
- RAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
- "Eniştem de üşengen bir adamdır, rahatı kaçar diye üstüne düşmedi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Beni son nefesimde rahat bırakmayan herif, bana o vakitler akla gelmez cefalar çektirmişti." (Ömer Seyfettin)
- "Benim ve kardeşimin mektep veya sokak dönüşü kirliliklerimiz yüzünden içlenirdi, bizi yıkayıp temizleyinceye kadar rahat etmezdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Derler ki bugünden itibaren Zeliha'nın kalbi rahat yüzü görmedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan
- "Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki..." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen
- "Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Aldırmaz, gamsız
- "Rahat adam."
-
[zarf]
Kolay bir biçimde, kolaylıkla
- "İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız." (Memduh Şevket Esendal)
-
[ünlem]
"Hazır ol" durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut
-
[isim]
İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
- ÇATIŞ
-
-
[isim]
Çatma işi veya biçimi
-
[isim]
Çatma işi veya biçimi
- NECAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kurtuluş
- "Esirliğin ağır ve ateşli zincirleri altında inleyen her Müslüman, bir necat gününden ümidini kesmemiş." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kurtuluş
- ATICI
-
-
[isim]
İyi nişan alan, attığını vuran kimse
-
Yalancı, asılsız şeyler uydurup söyleyen kimse
-
[isim]
İyi nişan alan, attığını vuran kimse
- KESAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alışverişte durgunluk
- "Bugünlerde alışveriş de kesat." (Nabizade Nazım)
-
Yokluk, kıtlık
-
[isim]
Alışverişte durgunluk
- TATAR
-
-
[isim]
Postayı süren kimse
-
[isim]
Postayı süren kimse
- MATLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök cisimlerinin doğması
-
Gök cisimlerinin doğduğu yer
-
Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti
-
[isim]
Gök cisimlerinin doğması