İçinde at olan 4 harfli 59 kelime var. İçerisinde AT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında at olan kelimeler listesine ya da Sonu at ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İCAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buluş
- "Nihayet, yaza çize ilk satırı üç nokta ile başlayan yeni bir tarz icat ettim." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Gerçekmiş gibi gösterme çabası
- "Çok durduğumdan şüphelenmesinler diye uydurma bir tamir icat ettim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Buluş
- ATIF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yöneltme, çevirme
-
İlişkili bulma
-
Gönderme
-
[isim]
Yöneltme, çevirme
- GATO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pasta, çörek
-
[isim]
Pasta, çörek
- ATOL
-
-
[isim]
Mercan adası
-
[isim]
Mercan adası
- USAT
- ...
- İNAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim
- "Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir." (Tarık Buğra)
- "Umarım ki o da çocukça inatlar etmez, bu iş de böylece bitmiş olur." (Memduh Şevket Esendal)
-
Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme
- "İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
İnatçı
-
[isim]
Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim
- CHAT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız sanal sohbet
-
[isim]
Bakınız sanal sohbet
- ANAT
- ...
- BATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yavaş, ağır
-
[sıfat]
Yavaş, ağır
- ABAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bayındır
- "Biz de yeni Ankara'yla birlikte abat oluyor, büyüyorduk." (Nezihe Araz)
-
Şen, rahat
-
[sıfat]
Bayındır
- NATO
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[sıfat]
"Söz dinlemez, söz anlamaz, taş gibi kafa" anlamlarındaki nato kafa, nato mermer deyiminde geçen bir söz
-
[sıfat]
"Söz dinlemez, söz anlamaz, taş gibi kafa" anlamlarındaki nato kafa, nato mermer deyiminde geçen bir söz
- İRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gelir
- "Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Gelir getiren mülk
- "Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz, çevirmediği dolap kalmıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Söyleme
-
[isim]
Gelir
- KATI
-
-
[sıfat]
Sert, yumuşak karşıtı
- "Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim
- "Katı yürekli. Katı davranış."
-
Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan
-
Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp
-
[zarf]
Çok, aşırı derecede
- "Susadım ol dem hararetten katı / Sundular bir cam dolusu şerbeti." (Süleyman Çelebi)
-
[sıfat]
Sert, yumuşak karşıtı
- ATMA
-
-
[isim]
Atmak işi
-
[isim]
Atmak işi
- SATI
-
-
[isim]
Satma işi, satış
-
[sıfat]
Adanmış
-
[isim]
Satma işi, satış
- ÇATI
-
-
[isim]
Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü
- "Sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı." (Ömer Seyfettin)
-
Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü
-
Yapının tavanı ile damı arasındaki kullanılan yer
-
İnsan ve hayvanda iskeletin kuruluşu
-
Barınılan, sığınılan yer
-
Belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu birlik
-
Özne, nesne durumlarına göre, belirli çatı eklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: Sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi
-
Hikâye, roman, piyes vb. edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu
- "Halit Ziya Uşaklıgil'in, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun, Reşat Nuri Güntekin'in romanlarındaki sağlam çatıyı onunkilerde bulamazdınız." (Haldun Taner)
-
Bir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı
-
[isim]
Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü
- EBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boyut
-
[isim]
Boyut
- ERAT
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad
-
Erler
-
[isim]
Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad
- MİAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin yapılması için tanınan süre
- "Bakkalın veresiyeyi kestiği bir gün, artık bu işin miadı geldiğine kanaat ederek satış hususunda ısrar edecek olmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bir şeyin yerine yenisinin verilebilmesi için kabul edilmiş bulunan süre, kullanma süresi
- "Asker ayakkabısının miadı altı aydır."
-
[isim]
Bir şeyin yapılması için tanınan süre
- ATEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek
-
[isim]
Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek