İçinde ast olan 6 harfli 25 kelime var. İçerisinde AST bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ast olan kelimeler listesine ya da Sonu ast ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AST, TAS
2 Harfli Kelimeler
AS, AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ASTANA
- ...
- KASTOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kunduz
-
Kunduz kürkü
-
[sıfat]
Bu kürkten yapılmış
-
[isim]
Kunduz
- YASTIK
-
-
[isim]
Başın altına koymak veya sırtı dayamak için kullanılan, içi yün, pamuk, kuş tüyü, ot vb.yle doldurulmuş küçük minder
- "Pencerenin önünde uzun yüksekçe bir sedirle ot yastıkları var." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu biçimde yapılmış ve türlü işlerde kullanılan şey
- "İğne yastığı. Ütü yastığı."
-
Fide yetiştirmek için ince toprak ve gübreden hazırlanmış yüksekçe yer
-
Yapılarda, makinelerde bazı bölümlerin üzerine dayandığı parça
-
[isim]
Başın altına koymak veya sırtı dayamak için kullanılan, içi yün, pamuk, kuş tüyü, ot vb.yle doldurulmuş küçük minder
- MASTOR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[sıfat]
Çok sarhoş, mastur
-
[sıfat]
Çok sarhoş, mastur
- PASTAL
-
-
[isim]
Tütün yaprağı dizisi
-
[isim]
Tütün yaprağı dizisi
- BASTIK
-
-
[isim]
Pestil
-
[isim]
Pestil
- KASTAR
-
-
[isim]
Pamuk ipliğini veya bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi
-
[isim]
Pamuk ipliğini veya bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi
- PASTEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Resim yapmakta kullanılan renkli boya kalemi
- "Duvarda Nadir'in pastelle yapılmış çerçevesiz bir portresi." (Peyami Safa)
-
Böyle kalemlerle yapılan resim
-
[sıfat]
Soluk (renk)
-
[isim]
Resim yapmakta kullanılan renkli boya kalemi
- ARASTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm
- "Belediye çavuşu çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm
- PASTAV
-
Kelime Kökeni : Bulgarca
-
[isim]
Çuha kumaşının sarıldığı top
-
[isim]
Çuha kumaşının sarıldığı top
- RASTIK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kadınların kaşlarını veya saçlarını boyamak için sürdükleri siyah boya
- "Rastıkla, yanağındaki beni boyamayı da unutmadı." (Sermet Muhtar Alus)
-
Sürme (III)
-
[isim]
Kadınların kaşlarını veya saçlarını boyamak için sürdükleri siyah boya
- PASTİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Anason kokulu bir tür alkollü içki
- "Önce evde yapılmış vişne likörü yahut bizdeki rakıya benzeyen pastisler içilir." (Çetin Altan)
-
[isim]
Anason kokulu bir tür alkollü içki
- PASTRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir tür iskambil oyunu, pişti
- "Elli ikilik iskambillerle fal açar yahut birini bulabilirse pastra oynardı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir tür iskambil oyunu, pişti
- HASTEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Daha ziyade gençlerin ve araştırmacıların konaklaması için yapılmış ve belirli kurallara göre yönetilen ucuz tesisler
-
[isim]
Daha ziyade gençlerin ve araştırmacıların konaklaması için yapılmış ve belirli kurallara göre yönetilen ucuz tesisler
- KASTEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kasıtla, bile bile ve isteyerek
- "Fakülteye giderken kasten kaçırırdım otobüsü." (Çetin Altan)
-
[zarf]
Kasıtla, bile bile ve isteyerek
- PASTİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle boğaz enfeksiyonlarına karşı ağızda emilerek kullanılan ilaç
-
[isim]
Genellikle boğaz enfeksiyonlarına karşı ağızda emilerek kullanılan ilaç
- LASTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç
- "Lastikleri ayağında, bastonu koluna asılı, erkenciydi yine." (Necati Cumalı)
- "Neme lazım lastik gibi kaleci." (Haldun Taner)
-
Kauçuktan yapılmış ayakkabı
-
Kauçuktan yazı silgisi
-
Taşıtların jantlarına yerleştirilen, elastiki tekerlek bandajı
- "Şoförle bahçıvan arabanın ön sol lastiğini pompalıyorlar." (Haldun Taner)
-
Esnek, ince kauçuk veya kauçuklu şerit
-
Bir tür esnek örgü
-
Korse
-
Uzun konçlu çorabın düşmesini önlemek için üst kısmına gelecek biçimde bacağa geçirilen esnek şerit
-
[sıfat]
Kauçuktan yapılmış
- "Rıza, lastik yakalığı fırlamış, gözleri dönmüş, kan ter içinde içeriye düşer." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç
- MASTUR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[sıfat]
Mastor
-
[sıfat]
Mastor
- BALAST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Demir yollarında traverslerin altına, şoselerde düzeltilmiş toprak üzerine döşenen taş kırıkları
-
Safra
-
[isim]
Demir yollarında traverslerin altına, şoselerde düzeltilmiş toprak üzerine döşenen taş kırıkları
- BASTON
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yürürken dayanmaya yarayan, ağaç veya metalden yapılan araç
- "İsmet yengemin topal babası bastonunu yere vurdu." (Tarık Dursun K)
- "Omuzlarını kısıyor, kafasını dimdik tutuyor, baston yutmuş gibi katılaşıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Geminin baş tarafındaki yatık direğin dışarıya doğru uzanan parçası
- "Gemi bastonunun altında dalga kalabalığı birikip kabarıyordu." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Yürürken dayanmaya yarayan, ağaç veya metalden yapılan araç