İçinde ar olan 4 harfli 107 kelime var. İçerisinde AR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ar olan kelimeler listesine ya da Sonu ar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AR, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MARN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çok ince taneli kil minerallerinden ve kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç, pekmez toprağı

LARP

  1. [zarf] Ansızın
    • "Larp diye önümüze çıkıverdi."
  2. Güçlü bir biçimde

ŞARK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğu

AŞAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tarım ürünlerinden alınan onda bir oranındaki vergiler
  2. Ondalık
  3. Ondalık

ZARF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kap, kılıf, sarma
  2. İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese
    • "Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler." (Ahmet Haşim)
  3. İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap
    • "Kenarları ezik bir çift altın kahve fincanı zarfını elinde evirir çevirirdi." (Reşat Enis)
  4. Bir fiilin, bir sıfatın veya bir zarfın anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen kelime, belirteç: Az yaşamıştı. Geç kalınca utandı gibi

GARK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Suya batma, boğulma
    • "Toprağa gark olmuş nazik tenleri / Söylemekten kalmış tatlı dilleri." (Yunus Emre)
  2. Suya batırma
    • "Bu hayrı ile milletimizi nura gark edeceğine herkes kani idi." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Paraya gark oldu."

AYAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu
    • "Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi."
  2. Saatler için belli bir yere göre kabul edilmiş olan ölçü
    • "Memleket saat ayarı."
  3. Altın, gümüş vb. madenlerden yapılmış şeylerin saflık derecesi
  4. Bir iş veya bir davranışta gereken ölçü
    • "Kalorifercinin ayarı yok, ya çok yakıyor veya hiç yakmıyor."
  5. Değer, derece
    • "Biz, telif eser ayarında bir sanat kıymeti taşıyan tercümelere teşekkür edelim." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

FUAR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Belli zamanlarda, belli yerlerde ticari mal sergilemek amacıyla açılan büyük sergi

TARH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çıkarma
  2. Vergi koyma
  3. Bahçelerde çiçek dikmeye ayrılmış yer
    • "Çiçek tarhları üzerinde küçük sinek kümeleri görünüyor, birden kayboluyorlardı." (Ömer Seyfettin)

İŞAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yazı ile bildirme

ARLI

  1. [sıfat] Namuslu, utangaç, sıkılgan
    • "Ağaların yiğittir, arlıdır, oğul!" (Tarık Buğra)

HARF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dildeki bir sesi gösteren ve alfabeyi oluşturan işaretlerden her biri
    • "Türk alfabesinde yirmi dokuz harf vardır."

SARİ

  1. [isim] Hint kadınlarına özgü giysi
  2. Bu giysinin yapıldığı kumaş
    • "Sari denir kumaşa bürünen, ayağı bilezikli ve burunları incili veya mücevherli kadınlar..." (Falih Rıfkı Atay)

ARAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlinek
  2. Bulgu
    • "Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti." (Reşat Nuri Güntekin)

MARS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tavlada oyunculardan birinin, karşı taraf pul toplamaya başlamadan bütün pullarını toplayıp oyunu bitirerek iki sayı kazanması
    • "Terlikçi İhsan, üst üste iki düşeş atmakla marsı sağlamış gibiydi." (Haldun Taner)
    • "İkinci oyunda beni mars etti, mantığımı ya da mantıksızlığımı kavramıştı çünkü." (Tomris Uyar)

FARZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslümanlıkta, özür olmadıkça yapılması zorunlu, yapılmaması günah sayılan ibadet
    • "Peki, farz edelim ki esas itibarıyla arzunu kabul ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bunun üzerine, işe bir son vermek farz oldu."
    • "Vapurun kahvecisi Kefalonyalı denilen ve kötü bir insan farz olunan biriydi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Yapmak zorunda kalınan şey, boyun borcu

SARP

  1. [sıfat] Dik, çıkması ve geçilmesi güç (yer), yalman
    • "İki gündür sarp dağ yollarını aşıyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bu mera işi gittikçe sarpa sarıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [isim] Güç, güçlük
    • "Düz ovada sarpa çekme yolunu / Ver mektebe okutsunlar oğlunu." (Âşık Veysel)

DARP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vurma, dövme
  2. Çarpma
  3. Vuruş

GARP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Batı, günindi

ACAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Atılgan
  2. Güçlü ve becerikli, çevik, enerjik
    • "Bunlar yarının kadın hakları savunucuları, acar avukatları olacak soydandırlar." (Haldun Taner)
  3. Yeni

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü