İçinde an olan 6 harfli 566 kelime var. İçerisinde AN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında an olan kelimeler listesine ya da Sonu an ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KANADA
- ...
- KAPLAN
-
-
[isim]
Kedigillerden, enine siyah çizgili, koyu sarı postu olan, Asya'da yaşayan çevik ve yırtıcı hayvan (Felis tigris)
-
[isim]
Kedigillerden, enine siyah çizgili, koyu sarı postu olan, Asya'da yaşayan çevik ve yırtıcı hayvan (Felis tigris)
- İLANEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Duyuru yoluyla
-
[zarf]
Duyuru yoluyla
- ANALOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Benzer, eş
-
[sıfat]
Benzer, eş
- DİVANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Deli, kaçık, budala
-
Bir şeye çok düşkün olan
-
[sıfat]
Deli, kaçık, budala
- İMANLI
-
-
[sıfat]
İmanı olan, inançlı, mutekit
-
İnsaflı, vicdanlı
-
[sıfat]
İmanı olan, inançlı, mutekit
- KEMANİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Alaturka müzikte keman çalan kimse
-
[isim]
Alaturka müzikte keman çalan kimse
- KIVANÇ
-
-
[isim]
Övünç, iftihar
-
Sevinç
- "Yeni dostluklar kurmuş olmanın kıvancı içinde ev sahiplerimizden ayrıldık." (Melih Cevdet Anday)
- "Genç kızın sıcak ilgisini hissetmekten ayrı bir kıvanç duyması kadar doğal bir şey olamayacağı da ortadadır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünç, iftihar
- SÜBYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çocuklar
-
[isim]
Çocuklar
- UYANIK
-
-
[sıfat]
Uyumamış, bidar
- "Uyuyor mu uyanık mı kestiremiyor, uykuyla uyanıklığın sınırlarını bulamıyordu." (Atilla İlhan)
-
Uykudan uyanmış
-
Açıkgöz, kurnaz, cingöz
- "Ayrıca son derece zeki ve uyanık bir genç kız vardı." (Haldun Taner)
-
Yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olan, müteyakkız
-
Bilgisizlikten kurtulmuş, bilgili
- "Zeki ve uyanık kişilerle dostluk kadar iyi bir şey olamaz." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Uyumamış, bidar
- ELEMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Öge
-
Bir toplulukta çalışan insanların her biri
- "İşimizde örnek ve kusursuz bir eleman olacağız." (Haldun Taner)
-
Kümeye ait varlıklardan her biri
-
[isim]
Öge
- FAYANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve türlü desenlerle bezenmiş, pişmiş balçıktan levha
-
[isim]
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve türlü desenlerle bezenmiş, pişmiş balçıktan levha
- OLANAK
-
-
[isim]
Yararlanılan uygun şart veya durum, imkân
- "Zamanını istediği gibi tasarruf etme olanağı elindedir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yararlanılan uygun şart veya durum, imkân
- ANIZLI
-
-
[sıfat]
Üstünde anız bulunan (tarla)
-
Henüz anız durumunda olan (tarla)
-
[sıfat]
Üstünde anız bulunan (tarla)
- ANLATI
-
-
[isim]
Ayrıntılarıyla anlatma
-
Roman, hikâye, masal vb. edebî türlerde bir olay dizisini anlatma biçimi, hikâyeleme, hikâye etme, tahkiye
-
[isim]
Ayrıntılarıyla anlatma
- DİFANA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Üç katlı bir balık ağı
-
[isim]
Üç katlı bir balık ağı
- MÜDANA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Minnet
-
[isim]
Minnet
- PROPAN
- ...
- DUAHAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dua okuyucu
-
[isim]
Dua okuyucu
- TAFLAN
-
-
[isim]
Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus)
-
[isim]
Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus)