İçinde ak olan 8 harfli 1114 kelime var. İçerisinde AK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ak olan kelimeler listesine ya da Sonu ak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MAYIŞMAK

  1. [nsz] Çok yemekten, sıcaktan veya zevkten gevşemek

OTLANMAK

  1. [nsz] Hayvan otlamak
  2. Para ve emek harcamadan başkalarının sırtından geçinmek

SICAKLIK

  1. [isim] Sıcak olan şeyin durumu, etkisi veya sıcak olan şeyin niteliği, hararet
    • "Sobanın sıcaklığı."
  2. Bir araçla veya cihazla ölçülebilen ısı derecesi, suhunet
    • "Havanın sıcaklığı."
  3. Isı
  4. Hamamlarda yıkanılan sıcak yer
  5. Sevgi, içtenlik ve sevimlilik
    • "Türkçesinde bir tutukluk vardır ama anlatımındaki sıcaklık bütün aksaklıkları bir anda silip yok eder." (Salâh Birsel)

SINANMAK

  1. [nsz] Sınama işine konu olmak

ŞUTLAMAK

  1. Kovmak, kapı dışarı etmek

TAKILMAK

  1. [nsz] Takma işi yapılmak
    • "Kendisine bu ad takılmış, takıldığı gibi de kalmıştır." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [-e] Denge bozulacak bir biçimde bir yere dokunup aksaklık ortaya çıkmak
    • "Önünü çok iyi göremeyen hayvanın ayağı bir taşa takıldı." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Bekçi çekildi gitti. Fakat çocuğun gözleri pencereye takılıp kalmıştı." (Halide Edip Adıvar)
  3. [-e] Bir yerde bir süre kalmak
    • "İğne bir müddetten beri plağın bozuk yerine takılmış, ha babam ha, bir melodiyi tekrar edip duruyordu." (Haldun Taner)
  4. [-e] Olumsuz veya aksayan, eksik bir yanını görerek üstünde durmak
    • "Son günlerde bir de usta sözüne takılır oldum." (Nezihe Meriç)
  5. Kızdırmak, üzmek, şaşırtmak amacıyla şaka yollu konuşmak
    • "İstasyon memuru onun şehre seyrek indiğini bildiğinden her seferinde takılır." (Haldun Taner)
  6. Karşı cins ile ilişki kurmayı veya arkadaş olmayı istemek

YAPIŞMAK

  1. [nsz] Yapışıcı olan veya yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak
    • "Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki..." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [-e] İyice yaklaşmak, sokulup değmek
    • "Geri geri giderek duvara yapıştı."
  3. [-e] Aralık bırakmayacak biçimde üzerine dokunmak
    • "Islanan tül gömleği pembe vücuduna yapıştı." (Ömer Seyfettin)
  4. [-e] Bir iş yapmak amacıyla, hevesle bir şeyi eline almak
    • "Dişlerine oltayı almış, tekrar küreklere yapışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. [-e] Sıkıca yakalamak, tutmak, sarılmak
    • "Niçin yalan söylüyor, bu zavallıya iftira ediyorsun, diye kulağıma yapıştı." (Ömer Seyfettin)
  6. Birini rahatsız etmek, sataşmak, peşini bırakmamak, musallat olmak

AKŞINLIK

  1. [isim] Akşın olma durumu, albinizm

ALAKASIZ

  1. [sıfat] İlgisiz

CIVITMAK

  1. [-i] Cıvık duruma getirmek
  2. [nsz] Bir işi yakışık almayacak bir duruma getirmek
    • "Ali Rıza içince cıvıtırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. [nsz] Ciddiyetten uzaklaşmak

KANIRMAK

  1. [-i] Bir şeyi eğip zorlayarak yerinden çıkarmak veya çıkarmaya çalışmak
    • "Ağacın dalını kanırmak."
    • "Çiviyi kanırmak."

ORTAKLIK

  1. [isim] Ortak olma durumu, iştirak, müşareket
    • "İkisi de kendisine yardım ve ortaklık etmek istiyor." (Refik Halit Karay)
    • "Eğer bugün hepimiz bu işe karar verir ve bir ortaklık kurarsak bu gazete çıkar." (Salâh Birsel)
  2. İki veya daha çok kimsenin iş yaparak kazanç elde etmek için birleşmeleri, şirket

ZIRLAMAK

  1. [nsz] Zırıldamak

AYRIŞMAK

  1. [nsz] Birbirinden ayrılmak, birliği bozmak
  2. Moleküller, türlü etkenler sebebiyle geçici olarak daha yalın atom veya moleküllere bölünmek

ÇAKILLIK

  1. [isim] Çakıl döşenmiş veya birikmiş yer

KAPAKÇIK

  1. [isim] Küçük kapak
  2. Yürekte ve damarlarda kanın veya başka sıvıların geri dönmesini önleyen supap durumunda küçük kapak

SIVATMAK

  1. [-e] Sıvama işini yaptırmak

AFFOLMAK
...
OYLANMAK

  1. [nsz] Oylama işi yapılmak
    • "... Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır." (Anayasa)

PARAKETA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Geminin saatteki hızını anlamak için kullanılan araç
  2. Üzerinde yüzlerce iğneli köstek bulunan uzun balık oltası
    • "Paraketalarımızı yemledik, av gereçlerimize çekidüzen verdik, şakalaştık." (Halikarnas Balıkçısı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü