İçinde ak olan 7 harfli 683 kelime var. İçerisinde AK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ak olan kelimeler listesine ya da Sonu ak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İTTİFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlaşma, uyuşma, bağlaşma
- "Hazır bulunanların hepsi tatlı dil, güler yüz taraftarlığında ittifak etmiş gibiydiler." (Ömer Seyfettin)
-
Oy birliği
-
[isim]
Anlaşma, uyuşma, bağlaşma
- YAKASIZ
-
-
[sıfat]
Yakası olmayan
- "Adamın sırtında yakasız bir mintan, bacaklarında da dolaksız bir külot vardı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Yakası olmayan
- ALINMAK
-
-
[nsz]
Alma işi yapılmak
- "Mahalle mektebinden alınmış, rüştiyeye verilmiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Elde edilmek
- "Her biri gerçek hayattan alınmış birer gerçek olmak." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-den]
Uyarlanmak, adapte olunmak
-
[-e]
Bir sözün, bir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak incinmek, kırılmak
-
[nsz]
Alma işi yapılmak
- ISTAKOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Istakozlardan, suda yaşayan, birinci ayak çifti güçlü iki kıskaç durumunda gelişmiş bulunan, beyaz eti için avlanan, iri bir böcek (Homarus vulgaris)
-
[isim]
Istakozlardan, suda yaşayan, birinci ayak çifti güçlü iki kıskaç durumunda gelişmiş bulunan, beyaz eti için avlanan, iri bir böcek (Homarus vulgaris)
- KOYACAK
-
-
[isim]
İçine öteberi koymaya yarayan şey
-
[isim]
İçine öteberi koymaya yarayan şey
- MAKEDON
- ...
- RAKAMLI
-
-
[sıfat]
Rakamı olan, içinde rakam bulunan
- "Üç rakamlı sayı."
-
[sıfat]
Rakamı olan, içinde rakam bulunan
- YASAMAK
-
-
[-i]
Düzen vermek
-
[nsz]
Yasa koymak
-
[-i]
Düzen vermek
- AKCİĞER
-
-
[isim]
Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı
-
Bronşçukların son bölümü
-
[isim]
Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı
- CAKARTA
- ...
- KAZIMAK
-
-
[-i]
Bir aleti sürterek bir şeyin yüzündeki tabakayı kaldırmak
- "Tahtanın boyasını kazımak."
-
Bir araç kullanarak silmek, çıkarmak
- "O daktilo yanlışını iğneyle kazıyarak düzeltebilirsin."
-
Sertçe ovmak
-
Tıraş etmek
- "Sakalını kazımak."
-
[nsz]
Metal bir yüzey üstüne sert bir araçla şekil çizmek, yazı yazmak, nakşetmek
- "Mühür kazımak."
-
Aslını, kökünü çok detaylı araştırmak
- "Avrupalılar, medeni bir adamı kazıyacak olursanız altında gorili bulursunuz, derler." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Vücuttaki yabancı bir cismi hasta, zararlı veya istenmeyen bir organı almak, temizlemek, yok etmek
- "Çıbanı kazıyarak aldılar."
-
[-i]
Bir aleti sürterek bir şeyin yüzündeki tabakayı kaldırmak
- KEMAKAN
- ...
- CEFAKAR
- ...
- KIRKMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi uçlarından kesmek
-
Saç, sakal veya tüyü kesmek
- "Saçlarını çok kırkmışsın."
-
Koyun, keçi vb. hayvanların tüylerini kesmek
-
[-i]
Bir şeyi uçlarından kesmek
- TAKRİBİ
- ...
- ILGAMAK
-
-
[-i]
Atı dörtnala sürmek
-
[-i]
Atı dörtnala sürmek
- ULANMAK
-
-
[nsz]
Ulama işi yapılmak
-
[nsz]
Ulama işi yapılmak
- YATALAK
-
-
[sıfat]
Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
- "Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar." (Ömer Seyfettin)
- "Bu kapanık, rutubetli yerde yatalak olup kalmaktan kurtulurum." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
- AYAKÇIN
-
-
[isim]
Dokuma tezgâhlarında atkı ipliklerini hareket ettirmek için ayakla basılan tahta ayaklık
-
[isim]
Dokuma tezgâhlarında atkı ipliklerini hareket ettirmek için ayakla basılan tahta ayaklık
- OHLAMAK
-
-
[nsz]
Oh sesini çıkarmak, oh demek
- "Nefesini boşaltmış gibi ohlayarak bekledi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Oh sesini çıkarmak, oh demek