İçinde ah olan 5 harfli 127 kelime var. İçerisinde AH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ah olan kelimeler listesine ya da Sonu ah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AH, HA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BAHİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Deniz
    • "Ben o yârin çölünde kum / Bahrinde su, elinde mum." (Mustafa Seyit Sutüven)
  2. Mevlidin bölümlerinden her biri
  3. Aruzdaki vezin takımlarından her biri

ŞAHİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanık
    • "Kendisine uzun uzun anlattığım hikâyemin şahidi yoktu." (Refik Halit Karay)
    • "Neler yapabileceğine, kasabayı, memurları iki parmağı üstünde oynattığına çok şahit olmuşlardı." (Yahya Kemal)
    • "Eniştemiz bizi şahit tuttukça babam da istihzalı bir tavır alır, kıs kıs gülerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)

AHMAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal
    • "Beni bir ahmak yerine koyarak bu yığını babamın rahat rahat uyuduğu bir yatak diye göstermesi..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

AHFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Erkek torunlar

İLKAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dölleme
  2. Döllenme
  3. Aşılama

KAHYA
...
KAHVE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıcak iklimlerde yetişen, kök boyasıgillerden bir ağaç (Coffea arabica)
  2. Bu ağacın meyvesinin çekirdeği
  3. Bu çekirdeklerin kavrulup çekilmesiyle elde edilen toz
  4. Bu tozla hazırlanan içecek
    • "Bir fincan kahve daha içer, bir tutam enfiye daha çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  5. Kahve, çay, ıhlamur, bira, nargile içilen, hafif yiyecekler bulunduran, tavla, domino, bilardo, kâğıt vb. oynanan yer, kahvehane, kıraathane
    • "Halktan biri olarak oturup dinlenebileceğiniz ucuz bir kahve kalmamıştır artık." (Necati Cumalı)

AHALİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk
    • "Mevsim daha Boğaz'ın bütün ahalisini toplayamamıştır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir yerde toplanan kalabalık, halk
    • "Ahaliden kimsenin kendisini tanımaması için bir siyah mantoya bürünmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)

MAHFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Deve, fil vb. hayvanların sırtına konulan, üzerine oturmaya yarayan sepet
    • "İkide bir beni mahfesinin yanına çağırarak biraz sonra uzağından geçeceğimiz ... ebediyetin adını, varsa hikâyesini söylerdi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)

AHLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre
    • "Ahlak düzelmeden hiçbir şey düzelmez." (Çetin Altan)
  2. İyi nitelikler, güzel huylar
    • "Bu şoförler hepinizin ahlakını bozdu." (Memduh Şevket Esendal)

AHİZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Telefonda seslerin duyulduğu ve iletildiği parça
    • "Ahize birinden ona geçerek belki bir saat konuştular." (Mithat Cemal Kuntay)

VAHİY

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir buyruk veya düşüncenin Tanrı tarafından peygamberlere bildirilmesi
    • "Bir ilham istiyorum bir gün vahye erecek." (Behçet Kemal Çağlar)
  2. Bu biçimde bildirilen buyruk

BAHAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İlkbahar
    • "Biz çiçeği bahardan bahara görürüz." (Tarık Buğra)
  2. Bu mevsimde ağaçlarda açan çiçekler ve yapraklar
  3. Gençlik dönemi

NAHİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Zayıf, cılız, çelimsiz
    • "Elleri çok ince, lades kemiklerinden yapılmış gibi nahif parmaklar..." (Peyami Safa)

KEMAH
...
MAHİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Becerikli, yetenekli
    • "Erkek aldatmakta çok mahirsin." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Uzman, işini iyi bilen, usta
    • "Harp fenninin bütün inceliklerini bilen mahir bir kumandandı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KAHİL
...
SAHNE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer
    • "Türk kızı, orada sahneye çıktı ilk defa." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Görüntü
    • "Resim bir av sahnesini canlandırıyordu."
    • "Almanca yanında ara sıra Hırvatça da sahneye çıkıyor." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Tanık olunan, gözlenen olay
    • "Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm." (Aka Gündüz)
  4. Bir konu veya çalışma çevresi, çalışma dalı
    • "Politika sahnesinde adları duyulan kişiler."
  5. Bir oyun veya filmin başlıca bölümlerinden her biri

HAHAM

Kelime Kökeni : İbranice

  1. [isim] Yahudi din adamı

LAHZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir parçası, an
    • "Top gürleyip oruç bozulan lahzadan beri / Bir nurlu neşe kapladı kerpiçten evleri." (Yahya Kemal Beyatlı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü