İçinde ad olan 5 harfli 84 kelime var. İçerisinde AD bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ad olan kelimeler listesine ya da Sonu ad ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LADEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ladengillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen tüylü ve genellikle yapışkan yapraklı, beyaz veya pembe çiçekli, reçinesi hekimlikte kullanılan bir bitki (Cistus creticus)
-
Bu bitkiden elde edilen sürme, rastık
-
[isim]
Ladengillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen tüylü ve genellikle yapışkan yapraklı, beyaz veya pembe çiçekli, reçinesi hekimlikte kullanılan bir bitki (Cistus creticus)
- BADAS
-
-
[isim]
Harman kaldırıldıktan sonra yerde kalan toprak, çöp ve samanla karışık tahıl taneleri, harman döküntüsü
-
[isim]
Harman kaldırıldıktan sonra yerde kalan toprak, çöp ve samanla karışık tahıl taneleri, harman döküntüsü
- TADIM
-
-
[isim]
Tadına bakmak için bir şeyden ağza alınan miktar
-
Tat alma yetisi
-
[isim]
Tadına bakmak için bir şeyden ağza alınan miktar
- FARAD
-
-
[isim]
Elektrik sığa birimi
-
[isim]
Elektrik sığa birimi
- LADİN
-
-
[isim]
Çamgillerden, 50-60 m kadar yükseklikte olan, düz gövdeli, kozalağı aşağıya doğru sarkık, kerestesi ve reçinesi değerli, çam türüne çok yakın bir orman ağacı (Picea)
-
[isim]
Çamgillerden, 50-60 m kadar yükseklikte olan, düz gövdeli, kozalağı aşağıya doğru sarkık, kerestesi ve reçinesi değerli, çam türüne çok yakın bir orman ağacı (Picea)
- KADİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değer, kıymet, itibar
- "Hakikaten, insan sevdiklerinin kadrini yokluklarında anlıyor." (Peyami Safa)
- "Onun kadrini iyi bilenler de var." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak
- "Birinci kadirde on dokuz, ikincide elli yedi, üçüncüde yüz yetmiş dört yıldız bulunur."
-
[isim]
Değer, kıymet, itibar
- DADAY
- ...
- GRADO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir sıvının içindeki alkol derecesi
- "Muhasebeci, yerden temennalar, gevrek kahkahalar arasında bir vesile ile kuru üzümden iki çekilmiş yirmi iki grado sert rakısını methetti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kızda insanlığın ve her türlü kabiliyetlerinin gradosu seneden seneye düşerken, böyle sevginin aslındaki temizlikle devam etmesine imkân yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Derece
-
[isim]
Bir sıvının içindeki alkol derecesi
- HADDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araç
-
[isim]
Madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araç
- LADİK
- ...
- BADAT
-
-
[isim]
Birleşikgillerden, şekeri çok, bir tür yer elması
-
[isim]
Birleşikgillerden, şekeri çok, bir tür yer elması
- BADYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ağzı geniş, yayvan, büyükçe su kabı
-
[isim]
Ağzı geniş, yayvan, büyükçe su kabı
- GADİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haksızlık etme, zarar verme
- "Önce kendini gadre uğramış sanan Nahit rolünü öğrenince utandı." (Tarık Buğra)
-
Acımasızlık, merhametsizlik, kıygı
-
[isim]
Haksızlık etme, zarar verme
- RADYO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Elektrik dalgalarının özelliğinden yararlanarak seslerin iletilmesi sistemi
-
Elektrik dalgalarıyla düzenli olarak yayın yapan istasyon ve bu istasyonun programlarını düzenlemekle görevli kuruluş
-
Bu istasyonun yayınlarını alan araç
- "Kasabanın matemine hürmet olarak bu akşam radyo susturulmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Elektrik dalgalarının özelliğinden yararlanarak seslerin iletilmesi sistemi
- LADES
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavuğun lades kemiğini iki kişinin birer ucundan tutarak kırması, birinin bir şeyi "aklımda" veya "hatırımda" demeden ötekinden almasıyla yenik sayılmasıyla biten oyun, lades oyunu
- "Lades tutuşmadık ki her defasında hatırımda diyorsun." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Tavuğun lades kemiğini iki kişinin birer ucundan tutarak kırması, birinin bir şeyi "aklımda" veya "hatırımda" demeden ötekinden almasıyla yenik sayılmasıyla biten oyun, lades oyunu
- RADDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derece, kerte
- "İşe polisi karıştırmadım. Son raddeye gelmedikçe de karıştırmak niyetinde değilim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Derece, kerte
- HADIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kısırlaştırılmış erkek
-
[isim]
Kısırlaştırılmış erkek
- SADME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çarpışma, tokuşma, vurma
-
Sarsıntı
-
[isim]
Çarpışma, tokuşma, vurma
- KADİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güneşte veya hafif alevde kurutulmuş et
- "Sıtmalı arabacıların titredikleri, cılız, kadidi çıkmış öküzlerin iç ezici bir şekilde düşündükleri görülürdü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İskelet
-
[sıfat]
Çok zayıf
- "Gözlerini kadit elleriyle iyice ovdu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Güneşte veya hafif alevde kurutulmuş et
- BADEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Badem ağacı
-
Bu ağacın yaş veya kuru yenilen yemişi
-
[isim]
Badem ağacı