İçinde ab olan 5 harfli 85 kelime var. İçerisinde AB bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ab olan kelimeler listesine ya da Sonu ab ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TABİİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğada olan, doğada bulunan
-
Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi
- "Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor." (Ahmet Rasim)
-
Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan
- "Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir." (Atatürk)
-
Yapmacık olmayan, doğal
- "Eğer sürmenin üstüne bunu sürmezsen renk tabii olmaz." (Peyami Safa)
-
Katıksız, saf, doğal
- "Tabii meyve suları."
-
[zarf]
Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak
- "Tabii siz de geleceksiniz."
-
[sıfat]
Doğada olan, doğada bulunan
- TABİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hekim
-
[isim]
Hekim
- GABRO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Amfibol, piroksen, olivin vb. renkli minerallerden oluşan bir tür iri taneli kaya
-
[isim]
Amfibol, piroksen, olivin vb. renkli minerallerden oluşan bir tür iri taneli kaya
- SABAN
-
-
[isim]
Çift süren hayvanların koşulduğu demir uçlu tarım aracı
-
[isim]
Çift süren hayvanların koşulduğu demir uçlu tarım aracı
- TABAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap
- "Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Bu kabın alacağı miktarda olan
-
[isim]
Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap
- HABİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevgili
-
[isim]
Sevgili
- ABUJA
- ...
- KABLO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir madde ile sarılı bulunan metal tel
- "Telgraf kablosu."
- "Telefon kablosu."
-
[isim]
Elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir madde ile sarılı bulunan metal tel
- İZABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Madenleri ergitme, sıvı durumuna getirme
-
[isim]
Madenleri ergitme, sıvı durumuna getirme
- ZABIT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tutanak
- "Şimdi bir zabıt daha tutsam görev başında memura hakaretten, sülaleni yakarım senin." (Çetin Altan)
-
[isim]
Tutanak
- TABUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölünün içine konulduğu sandık biçiminde araç, sal
- "Eskiden tabutlar arkasında para ile tutulmuş ağlayıcılar giderdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
İçine yumurta konan uzun sandık
-
[isim]
Ölünün içine konulduğu sandık biçiminde araç, sal
- TABİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Rüya yorma, yorumlama
- "Sana yolculuk, millete de şenlik var, diye tabir etti." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Tabiri caizse, medyatik olanların adlarını duymuşlar elbette." (Nezihe Meriç)
-
Deyiş, anlatım, ifade
- "Diplomatik lehçede böyle bir tabir yoktur bile." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Deyim
- "Müfit için bu kaçmak tabirinin kullanılması da Perviz'e dokunmuştu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Rüya yorma, yorumlama
- BABAM
-
-
bir seslenme sözü
- "Türk babanın ve Türk ananın çocuğu Türktür." (Anayasa)
- "Bizim bu Kayabaşı'nda birçok zanaat, babadan oğla aktarılır." (Tarık Dursun K)
- "Sen bildiğini söyle babam, alt yanını ben getiririm."
- "Sacit bu hususta da babasına çekmişti." (Peyami Safa)
-
tekrarlanan iki emir kipi arasına getirilerek işin sürekliliğini anlatmaya yarayan bir söz
- "Bunlar babadan oğla doktordurlar."
- "Git babam git, yol bitmez ki..."
-
bir seslenme sözü
- PABUÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ayakkabı
- "Ökçesi basık pabucunun içinde kara ve çatlak topuklu ayakları ellerinden ziyade ortadadır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Olur olmaz adama pabuç bırakmaz." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Baktı pabuç pahalı, işi şakaya vurdu."
- "Bu ne hâl, sen kendini pabucu büyüğe okut."
-
Masa, sandalye vb. mobilyaların ayaklarına takılan metal veya plastik eklenti
-
İletken telleri elektrik birimlerine bağlayan veya cıvatalı bağlantıyı sağlayan parça
-
Bina kolonlarının temeldeki basma yüzeyinin geniş ve daha güçlü olarak yoğunlaştırılmış bölümü
-
[isim]
Ayakkabı
- ABAZA
- ...
- SABIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Geçen, önceki, eski
- "Yorucu çalışmalar sonunda sabık bakanların ne derece hüner sahibi olduklarını tespit etmiştir." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Geçen, önceki, eski
- BABUN
- ...
- ŞABAŞ
- ...
- ABOSA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemide hareket hâlindeki halatın veya zincirin bir an durdurulması için verilen komut
-
[isim]
Gemide hareket hâlindeki halatın veya zincirin bir an durdurulması için verilen komut
- BABAÇ
-
-
[isim]
Erkek kümes hayvanlarının en iri ve yaşlı olanı
- "Bir yıllanmış ağaca anaç derler, babaç demezler." (Burhan Felek)
-
[isim]
Erkek kümes hayvanlarının en iri ve yaşlı olanı