Sonunda un olan 6 harfli 42 kelime var. UN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde un olan kelimeler listesine ya da başında un olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GÖKSUN
...
DURGUN

  1. [sıfat] Sakin
    • "Deniz masmavi, hava durgun, her taraf ılıktı." (Refik Halit Karay)
  2. Neşesiz, keyifsiz, sessiz
    • "Öteki durgun bir Anadolu köylüsü idi." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Canlı olmayan, sönük, hareketsiz
    • "Harp hemen tesirini gösterdi. Piyasa durgun." (Ömer Seyfettin)

MEDYUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Verecekli, borçlu

COŞKUN

  1. [sıfat] Coşmuş olan
    • "Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim." (Tevfik Fikret)

DİLHUN
...
DOYGUN

  1. [sıfat] Her türlü gereksinimini gidermiş, tatmin olmuş, müstağni

BUNGUN

  1. [sıfat] Sıkıntılı

SOYGUN

  1. [isim] Genellikle çete durumunda bir araya gelmiş haydutlar tarafından yapılan silahlı hırsızlık
  2. Hiçbir emek harcamadan ve yolsuz olarak elde edilen büyük kazanç, vurgun

MERHUN
...
MAZMUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlam, kavram
  2. Divan edebiyatında bazı kavramları dolaylı anlatmak için kullanılan nükteli ve sanatlı söz

SARDUN

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Balıkçıların kullandığı bir tür halat

SORGUN

  1. [isim] Sepetçi söğüdü

UPUZUN

  1. [sıfat] Çok uzun
    • "Günden güne koskoca, upuzun, pırıl pırıl geçmişini eskiten, bozan, eciş bücüş eden bir İbiş..." (Tarık Buğra)
  2. [zarf] Tamamıyla uzanmış bir durumda
    • "Babam karyolasında arkası üstü, upuzun yatıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)

DOLGUN

  1. [sıfat] Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış
    • "Dolgun yastık."
  2. Şişmana yakın, balıketinde
    • "Dolgun karnını güçlükle taşıyan genç bir kadın gelip oturdu." (Burhan Felek)
  3. Çok, bol, fazla, yüksek (ücret, para vb.)
    • "İlk işi babasını memnun etmek için ona dolgun bir maaşa geçtiğini yazmak olmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  4. Öfke, kızgınlık, kırgınlık vb. duygularla dolu
    • "Müftüye karşı adamakıllı dolgundu." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. Birbirine uyan, uyum gösteren
    • "Atasözleri, çoğu zaman dolgun kafiyelere yaslanıyorlar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

MEMNUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu
    • "Halk, oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Eski arkadaşı kaybetmemek hepsini memnun ediyor." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Hâlinden memnun olduğu yüzünden anlaşılıyor." (Sait Faik Abasıyanık)

YORGUN

  1. [sıfat] Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan
    • "Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş." (Bekir Sıtkı Erdoğan)
    • "Ben de uykusuzluktan yorgun düşmek üzereyim, yatacağım." (Refik Halit Karay)

KUSKUN

  1. [isim] Hayvanın kuyruğu altından geçirilerek eyere bağlanan kayış
    • "O başta: kuskunu kopmuş eğerli düldüller / Bu başta: Paldım düşmüş semerli bülbüller." (Mehmet Akif Ersoy)

KUZGUN

  1. [isim] Ötücü kuşlar takımının kargagiller familyasından, Kuzey Amerika'nın dağlık, fundalık yerlerinde bulunan, tüyleri siyah renkte olup mavi renkte parlayan bir kuş türü, karakarga (Corvus corax)
    • "Atasözlerinde, ya devlet başa, ya kuzgun leşe demişiz." (Burhan Felek)
    • "Belki kuzguna yavrusu güzel görünür, diyeceksiniz ama inanın bu sokaktaki en güzel ev bizimkiydi." (Ahmet Ümit)

YOKSUN

  1. [sıfat] Belli bir şeyden kendisinde olmayan, belli bir şeyin yokluğunu çeken, mahrum
    • "Ahmet Kerim'i epeyce tatlı bir zevkten yoksun kılan bu söz, Samim'e irade dışı bir âcizlik gibi gelir ve onu gülmeden katıltırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kadın konularında sağduyudan hayli yoksun oluşu kalıtımsaldı." (Refik Erduran)

SUSKUN

  1. [sıfat] Çok az konuşan, sessiz, sakin olan, sükûti
    • "Suat, karım. Suskun, çok az konuşan..." (Atilla İlhan)
  2. [zarf] Sessiz, sakin bir biçimde

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü