Başında ta olan 9 harfli 146 kelime var. Ta ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ta bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TALİMARLI
- ...
- TAŞİKARDİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kalp atım sayısının normalin üstüne çıkması
-
[isim]
Kalp atım sayısının normalin üstüne çıkması
- TABAKASIZ
-
-
[sıfat]
Tabakası olmayan
-
[sıfat]
Tabakası olmayan
- TAPALANMA
-
-
[isim]
Tapalanmak işi
-
[isim]
Tapalanmak işi
- TARİFESİZ
-
-
[sıfat]
Tarifesi olmayan
-
[sıfat]
Tarifesi olmayan
- TATLANMAK
-
-
[nsz]
Tat kazanmak, tadı gelmek, olgunlaşmak
-
[nsz]
Tat kazanmak, tadı gelmek, olgunlaşmak
- TATMİNSİZ
-
-
[sıfat]
Tatmin olmayan
- "Meydan tatminsizlerin tatmin arayışlarına mı kalırdı?" (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Tatmin olmayan
- TAZELENİŞ
- ...
- TAVŞANLIK
-
-
[isim]
Tavşan üretmeye elverişli yer
-
Değerli ağaçlarla ince işler yapma sanatı
-
Atletizm yarışlarında rekor kırması beklenen atletin önünde koşup tempoyu yüksek tutan atletin yaptığı iş
-
[isim]
Tavşan üretmeye elverişli yer
- TAVUKGÖTÜ
-
-
[isim]
Siğil
-
[isim]
Siğil
- TABAKLAMA
-
-
[isim]
Tabaklamak işi
-
[isim]
Tabaklamak işi
- TALEBELİK
-
-
[isim]
Öğrencilik
-
[isim]
Öğrencilik
- TAŞLAŞMAK
-
-
[nsz]
Taş durumuna gelmek
-
Çok şaşırarak bir şey yapamaz, konuşamaz duruma gelmek, donakalmak
-
[nsz]
Taş durumuna gelmek
- TABÜTÜVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Güç, kuvvet, takat
- "Gün kavuşurken Handune'nin de hararet derecesi artmış, tabütüvanı tamamen kesilmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Güç, kuvvet, takat
- TAZELEMEK
-
-
[-i]
Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek
- "Barmenle yardımcısı boşalan kadehleri tazeliyorlardı." (Çetin Altan)
-
Bazı yiyecekleri, bayatlamışken kaynatıp taze duruma getirmek
-
[nsz]
Bir işi bir daha yapmak, tekrarlamak
- "Hoca bir kere daha tazeleyince harıl harıl yazmaya koyuldu." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Bozulduğu düşünülen bir bağ veya inancı yeniden oluşturmak
- "İmam Efendi abdest tazeleyecekmiş dediler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Unutulmuş bir duygu veya bir düşünceyi yeniden canlandırmak
- "Rica ederim, bu bahisleri açıp da dert tazeleme!" (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek
- TABELASIZ
- ...
- TANECİKLİ
-
-
[sıfat]
Küçücük tanelerden oluşmuş
- "Tanecikli külte."
-
Yüzeyi taneciklerle kaplı gibi görünen
-
[sıfat]
Küçücük tanelerden oluşmuş
- TANDANSLI
- ...
- TAŞABİLME
- ...
- TAKSİTSİZ
- ...