Başında ta olan 8 harfli 227 kelime var. Ta ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ta bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAKİPSİZ
-
-
[sıfat]
Üzerinde durulmayan, takip edilmeyen
-
[zarf]
Takip edilmeksizin, takip edilmeyerek
- "Hiçbir iş takipsiz yürümüyor."
-
[sıfat]
Üzerinde durulmayan, takip edilmeyen
- TANZİMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İdari işlerin düzeltilmesi için alınan önlemlerin ve uygulamaların tamamı
-
[isim]
İdari işlerin düzeltilmesi için alınan önlemlerin ve uygulamaların tamamı
- TABUTLUK
-
-
[isim]
Camide boş tabutların konulduğu yer
- "Mahalle camiinin tabutluğundan çıkarak kaçmaktayken peşlerine düşülür." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Ancak bir kişinin hareket etmeden ayakta durabileceği özel işkence bölmesi
-
[isim]
Camide boş tabutların konulduğu yer
- TAKKADAK
-
-
[zarf]
Birden, anında, hemen
-
[zarf]
Birden, anında, hemen
- TASALLUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Musallat olma, saldırma
-
Sarkıntılık
-
[isim]
Musallat olma, saldırma
- TAHKİMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yeri düşman saldırısına karşı koyabilecek duruma getirmek için yapılan türlü haberleşme, hendek, siper vb. savunma tesisleri
-
Maden yatağında açılan bir kanalın çökmesini önlemek amacıyla sağlamlaştırma
-
[isim]
Bir yeri düşman saldırısına karşı koyabilecek duruma getirmek için yapılan türlü haberleşme, hendek, siper vb. savunma tesisleri
- TALİMSİZ
-
-
[sıfat]
Talim görmemiş
-
[sıfat]
Talim görmemiş
- TAŞKINCA
-
-
[sıfat]
Biraz taşkın
-
Taşkın, aşırı bir biçimde
-
[sıfat]
Biraz taşkın
- TAKATSİZ
-
-
[sıfat]
Takati kalmamış, yorgun, argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz
- "Bir ağacın altında hasta, takatsiz, ölü gibi yatıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Takati kalmamış, yorgun, argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz
- TAŞIRMAK
-
-
[-i]
Taşmasına yol açmak
- "Kınanın akşamdan yoğrulup ellere ve ayaklara taşırmadan, çizgileri aşmadan sürülmesi lazımdır." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Taşmasına yol açmak
- TABANLIK
-
-
[isim]
Üzerinde rayların yerleştirildiği, enine konmuş olan ağaç, beton veya demir parça
-
Ayağın rahat etmesi için ayakkabı içine yerleştirilen, keçe, deri veya kumaş parçası
-
[isim]
Üzerinde rayların yerleştirildiği, enine konmuş olan ağaç, beton veya demir parça
- TANSIKSI
-
-
[sıfat]
Tansığa yakın, tansığa benzer
- "Yola çıkan barbar, o tansıksı kentle karşılaştığında geçmiş değerleri alımlayacaktır." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Tansığa yakın, tansığa benzer
- TABİİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeye veya bir kimseye bağlı olma, bağımlılık, bağlılık
-
Uyruk
- "Fransız tabiiyetine girivermişler o zaman." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bir şeye veya bir kimseye bağlı olma, bağımlılık, bağlılık
- TASDİKLİ
-
-
[sıfat]
Onaylanmış
-
Doğrulanmış, geçerli, onaylı, tasdik edilmiş
-
[sıfat]
Onaylanmış
- TAYGELDİ
-
-
[isim]
İkinci kez evlenen kadının beraberinde getirdiği çocuk veya çocuklar
-
[isim]
İkinci kez evlenen kadının beraberinde getirdiği çocuk veya çocuklar
- TANIKSIZ
- ...
- TATLILIK
-
-
[isim]
Tatlı olma durumu
-
Sevimlilik, hoşluk, şirinlik
- "Kaba bir tatlılığı vardı konuşurken." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Tatlı olma durumu
- TAVASSUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aracılık, ara bulma, aracılık etme
-
[isim]
Aracılık, ara bulma, aracılık etme
- TAZAMMUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kapsama, içine alma, içerme
-
İçlem
-
[isim]
Kapsama, içine alma, içerme
- TARANMAK
-
-
[nsz]
Tarama işi yapılmak
- "Yünler yıkandıktan sonra tarandı."
-
Kendi başını taramak
- "Bugün bu tarağımla taranmıştım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dikkatlice bir şey aramak
- "Kalkarlarken tütün kesesini kuşağına sokan İboş arandı, tarandı" (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Tarama işi yapılmak