Başında ta olan 5 harfli 122 kelime var. Ta ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ta bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AT, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TAYIN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Asker azığı
  2. Asker ekmeği
  3. Savaş veya seferberlik dönemlerinde vatandaşlara karneyle dağıtılan ekmek
    • "Çok defa kahvaltı tayınım olan bir dilim kuru ekmekle bir topak tulum peynirini bile tıkınmaya imkân bulamıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TALAZ

  1. [isim] Dalga, kasırga
  2. İpekli kumaşların örselenmesiyle yüzündeki tellerde oluşan kabarıklık

TARIM

  1. [isim] Gerekli, yararlı bitkileri yetiştirmek amacıyla toprak üzerinde yapılan çalışmaların bütünü, ziraat

TAKİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitme, izleme
    • "Hazım Aslan'ı, bir polis hafiyesi gibi günlerce takipten sonra bulmaya muvaffak oldum." (Halide Edip Adıvar)
    • "Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Ardınca gitme veya gelme
    • "Çocuk, babasının kendisini takibinden memnun olmadı."
    • "Bu yolu takip ederseniz eve varırsınız."
  3. Kovuşturma, kovuşturulma
    • "Savcılık, basın suçlarının takibinden sorumludur."
    • "Modayı takip etmek."
  4. İzinden gitme, uyma, izleme
    • "Atatürk'ün düşüncelerini takip, gençliğin başlıca amacıdır."
    • "Öğretmenin anlattıklarını takip etmek."
  5. Geri çekilmekte olan düşmanı yok etmek için yapılan hareket

TAVLI

  1. [sıfat] Tavlanmış, tavı olan, tav verilmiş
  2. Semiz, şişman

TAZİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saygı gösterme, ululama

TAVİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ödün
    • "Galiplerin yenilen devletlere hiçbir taviz vermeyecekleri hissediliyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

TAKOZ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir eşyanın altına kıpırdamadan dik durması için yerleştirilen ağaç kama, kıskı
  2. Bir taşıtın kaymaması, kımıldamaması için tekerlekleri altına yerleştirilen tahta, plastik vb. engel
  3. Çivi çakmak için duvarın içine yerleştirilen ağaç parçası
  4. Kızaktaki geminin, üstünde oturduğu ağaçlardan her biri
  5. Lakerda yapılmak için kesilmiş torik balığı parçası
  6. Kaba saba insan

TATİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme
    • "Yurdumuzda hafta tatili iki gündür."
    • "Üniversite haziranda tatile girecek."
  2. Okul, meclis, adliye vb. kuruluşların çalışmasını durdurduğu veya kapalı bulunduğu dönem
    • "O zamana kadar inşaatı tatil edeceksiniz, dediler." (Haldun Taner)
  3. Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmadan geçirilen süre
    • "Beni tatili geçirmek üzere evlerine davet ettiler." (Sait Faik Abasıyanık)

TAKKE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnce kumaştan dikilmiş veya ipten örülmüş, çoğunlukla yarım küre biçiminde başlık
    • "Yatarken beyaz gecelik entarisini giyer ve başına da küçücük gecelik takkesini geçirirmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Yarım küre biçimindeki kubbenin üst bölümü

TAYFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir gemide bulunan, türlü işlerde çalıştırılan sefer işçisi
    • "Kayıkta hem ben hem de tayfam uyandık." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Aynı işi yapan topluluk
    • "Esrarkeş, serseri tayfası hava almak için çıkar, balık tutar, getirir kasabaya, satarlar." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Zeytin toplayan işçi
  4. Bir adamın yanında bulunan yardakçılar, koşuntu

TABİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Rüya yorma, yorumlama
    • "Sana yolculuk, millete de şenlik var, diye tabir etti." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Tabiri caizse, medyatik olanların adlarını duymuşlar elbette." (Nezihe Meriç)
  2. Deyiş, anlatım, ifade
    • "Diplomatik lehçede böyle bir tabir yoktur bile." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Deyim
    • "Müfit için bu kaçmak tabirinin kullanılması da Perviz'e dokunmuştu." (Peyami Safa)

TASNİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapma, suni
  2. Düzme, uydurma, yakıştırma
  3. Yapıntı

TACİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ticaretle uğraşan kimse, tüccar
    • "İhtiyar tacir kâtibine bir şeyler yazdırtıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

TABLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
    • "Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. [sıfat] Bir tepsinin aldığı miktarda olan
    • "Bir tabla balık döküldü."
  3. Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
  4. Bir şeyin düz ve geniş bölümü
    • "Hokka takımı tablası. Çadır direği tablası."
  5. Küllük
    • "Tablada ruj izli sigara artıkları var." (Refik Halit Karay)
  6. Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
  7. Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir tür çalgı
  8. Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri

TAKVA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Allah'tan korkma
  2. Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getirme, züht

TAŞIL

  1. [isim] Fosil

TAMİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Onarma, onarım
    • "Bahçeyi mi düzeltmeyiz, çam mı budamayız, havuzu mu tamir etmeyiz?" (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Köşk tamir görmekte olduğundan Gazi, bu küçük dairede oturuyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  2. Yapılan bir yanlışı, kusuru düzeltmeye çalışma
    • "Mademki bir münasebetsizlik etmişsin, bunu tamire imkân yok muydu?" (Reşat Nuri Güntekin)

TARLA

  1. [isim] Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası
    • "Kulübelerinize ve tarlalarınıza ne kadar üzülseniz yeridir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  2. Deniz hayvanlarının çok olduğu yer
    • "Midye tarlası. İstiridye tarlası."

TABLO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resim
    • "Bu tablolardan biri gölge oyunu hâlinde karikatürize edilmişti." (Haldun Taner)
    • "Hırsından bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün, diye bağırdım." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Birbiriyle olan ilgilerine göre düzenlenerek yazılmış şeylerin hepsi
    • "Çarpım tablosu. Kronoloji tablosu."
  3. Yaşanan, var olan olay ve olguların hepsinin genel görünüşü, manzara
    • "Talebelik günlerimizden bazı tabloları çizmeye çalışacağım." (Halit Fahri Ozansoy)
  4. Bir perdenin dekor değişikliğiyle belirlenen alt bölümü

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü