Başında p olan 6 harfli 242 kelime var. P harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında p bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PANDİK
- ...
- PESETA
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
İspanyol para birimi
-
[isim]
İspanyol para birimi
- PİYALE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şarap bardağı, içki kadehi
- "Ateş doludur tutma, yanarsın / Karşındaki şu gülgûn piyale." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Şarap bardağı, içki kadehi
- PARTAL
-
-
Çok kullanılmaktan yıpranmış, eskimiş
- "Vücudu eski partal esvapları içinde çarpık çurpuk eski bir değneğe dönmüştü." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Abartılmış söz, yalan
-
Çok kullanılmaktan yıpranmış, eskimiş
- PİŞDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Öncü
-
Öncülük eden, önde giden kimse
- "Pişdarlarımız son dağların üstünden İzmir'e bakıyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Öncü
- PUSMAK
-
-
[nsz]
Sinmek
-
Bir şeyi kendine siper edip saklanmak
-
Ortalığı hafif sis kaplamak, pusarmak
- "Yüce dağlar ne kararıp pusarsın." (Karacaoğlan)
-
[nsz]
Sinmek
- PANJUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güneşi ve rüzgârı önlemeye, ışığı azaltmaya yarayan, açılır kapanır dar ve yatay tahtadan, plastikten veya metal gereçlerden yapılmış, pencereye takılan kapatma düzeneği
- "Açsam sonra tek panjuru / Yıllar yılı kapalı." (Behçet Necatigil)
-
[isim]
Güneşi ve rüzgârı önlemeye, ışığı azaltmaya yarayan, açılır kapanır dar ve yatay tahtadan, plastikten veya metal gereçlerden yapılmış, pencereye takılan kapatma düzeneği
- POTLAÇ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kızılderililerin birbirlerine armağanlar verdikleri dinî bayram
-
[isim]
Kızılderililerin birbirlerine armağanlar verdikleri dinî bayram
- PERÇİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki veya daha çok levhayı birbirine bağlamak için geçirilen çivinin, ezilerek baş durumuna getirilen ucu
-
[isim]
İki veya daha çok levhayı birbirine bağlamak için geçirilen çivinin, ezilerek baş durumuna getirilen ucu
- PİLİLİ
-
-
[sıfat]
Pilisi olan, kırmalı
-
[sıfat]
Pilisi olan, kırmalı
- PASTİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Anason kokulu bir tür alkollü içki
- "Önce evde yapılmış vişne likörü yahut bizdeki rakıya benzeyen pastisler içilir." (Çetin Altan)
-
[isim]
Anason kokulu bir tür alkollü içki
- PELENK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pars
-
[isim]
Pars
- PALYOŞ
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Kısa ve iki yanı keskin, düz kılıç
-
[isim]
Kısa ve iki yanı keskin, düz kılıç
- PATENT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir buluşun veya o buluşu uygulama alanında kullanma hakkının bir kimseye ait olduğunu gösteren belge
-
Uyrukluk belgesi
-
Gemilere ayrıldıkları limanın sağlık durumu için verilen belge
-
Bir durum veya bir işi yalnızca kendi yetkisi altında görme
- "Çünkü Türkiye'de patenti yabancı şöhretlerin elinde bulunan heykeltıraşlık Türk sanatkârına para getirmez." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir buluşun veya o buluşu uygulama alanında kullanma hakkının bir kimseye ait olduğunu gösteren belge
- PSİKOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Türlü sebeplerle kişiliğin bütünlük ve uyum gücünü geniş ölçüde yıkan ruhsal bozukluk
-
Toplumsal bir sarsıntıya bağlı olarak doğan ruh durumu
- "Sansür, sağlam rejimlerde, kimsenin aklına dahi gelmeyen bir korku psikozunun simgesidir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Türlü sebeplerle kişiliğin bütünlük ve uyum gücünü geniş ölçüde yıkan ruhsal bozukluk
- PROLOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ön deyiş
-
[isim]
Ön deyiş
- PİYASA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Satıcıların mal satmak için bir araya geldiği yer, pazar
- "Şimdi de pazar, piyasa yerlerinde, mahalle dolaylarında tanır, sayarlar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Akşamları böyle kapı önünde piyasa eder." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir yol üzerinde gidip gelerek gezinme
- "Kahvenin önünden dört beş kere daha geçer, akşam piyasasını yapardım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Alışveriş fiyatı, geçerli fiyat
- "Sonbaharda, yakında açılacak tütün piyasasının haberleriyle ümitlenir, tasalanır, yüzleri bir gün gülerse beş gün kederli kalırdı." (Necati Cumalı)
-
Arz ve talebin karşılaştığı alan
-
Ortalık
- "Bunlardan bir kısmı bugün piyasada alaturka çalgıcılığın en ileri gelenlerindendir." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Satıcıların mal satmak için bir araya geldiği yer, pazar
- POSTİŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadınların genellikle başlarının arkasına taktıkları ek saç
-
[isim]
Kadınların genellikle başlarının arkasına taktıkları ek saç
- PAZILI
-
-
[sıfat]
Pazısı olan
- "Gözleri geniş omuzlu, demir pazılı Hüseyin'deydi." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Pazısı olan
- PRESTO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[zarf]
Çabuk, çok çabuk bir tempo ile
-
[isim]
Bu tempo ile çalınan müzik parçası
-
[zarf]
Çabuk, çok çabuk bir tempo ile