Başında ma olan 5 harfli 119 kelime var. Ma ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ma olan kelimeler listesine ya da sonu ma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ma bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MABUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisine tapılan varlık
-
[isim]
Kendisine tapılan varlık
- MASAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür
- "Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır." (Necati Cumalı)
-
Boş, boşuna söylenmiş söz
- "Müttefikler karşı hücuma geçtikten sonra, milleti aynı masalla uyutmak olanaksızlaştı." (Haldun Taner)
-
Değersiz, önemsiz şey
- "Yaratıcı gücü kalmayan bir yazıcı bir masaldan başka nedir?" (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür
- MAHFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gizli, saklanmış
- "Bu hatıra kalbin mahfi bir köşesinde saklanır." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Gizli, saklanmış
- MARYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Beş yaşından büyük veya damızlık dışı bırakılmış dişi koyun
-
Dişi hayvan
-
Bir tür küçük balık
-
[isim]
Beş yaşından büyük veya damızlık dışı bırakılmış dişi koyun
- MATAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan, mal, eşya vb. için küçümseme yollu bir söz
- "Kadının çantası da matah bir şey değil zaten." (Çetin Altan)
-
[isim]
İnsan, mal, eşya vb. için küçümseme yollu bir söz
- MARON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kestane rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Kestane rengi
- MALİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sahip, iye
- "Yersiz yurtsuz bir aile görünce sekiz kat apartmanlara malik iratçıyı hatırlayınız." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Sahip, iye
- MASUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Suçsuz, günahsız
- "Tetkiklerinizde elbette birçok masum mücrimlerle karşılaşmışsınızdır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Temiz, saf
- "Hem, bizim çocuklarımız gözü kapalı, masum çocuklar..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Küçük çocuk
- "Dört tane masumu var."
-
[sıfat]
Suçsuz, günahsız
- MAİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aklan
-
[isim]
Aklan
- MAMUT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Filgillerden, dördüncü zamanda Avrupa ve Asya'da yaşamış olan, şimdi ancak fosili bulunan iri, kıllı bir hayvan (Elephas primigenius)
-
[isim]
Filgillerden, dördüncü zamanda Avrupa ve Asya'da yaşamış olan, şimdi ancak fosili bulunan iri, kıllı bir hayvan (Elephas primigenius)
- MAYNA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelken indirme, fora karşıtı
- "... filikalarını mayna etmişlerdi." (Atilla İlhan)
-
Bırakılma, son verilme
- "Kavga mayna oldu."
-
[ünlem]
"İndir" anlamında bir seslenme sözü
- "Martı'ya beş metre kala "Mayna!" diye bağrıldı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Yelken indirme, fora karşıtı
- MAFİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
"Yok, kalmadı" anlamında kullanılan bir söz
- "Bende para mafiş!"
-
[isim]
Bir çeşit yumurtalı ve hafif hamur tatlısı
-
[ünlem]
"Yok, kalmadı" anlamında kullanılan bir söz
- MAVAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yalan, uydurma söz
- "Bu sürgünlük mavalı neyin nesi? Aslı astarı var mı? Ya varsa ne yaparım ben?" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Yalan, uydurma söz
- MATBU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Basılı, basılmış (kâğıt, kitap vb.)
-
[sıfat]
Basılı, basılmış (kâğıt, kitap vb.)
- MASAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Vücut yüzeyinde el, elektrik, su aracılığıyla çeşitli işlemler yapma biçiminde, iyileştirme ve bakım yöntemi
- "Kolonya çarpar, pudralar, kremle ikinci bir masaj daha yapardı yüze." (Necati Cumalı)
-
Ovma, ovuşturma
-
[isim]
Vücut yüzeyinde el, elektrik, su aracılığıyla çeşitli işlemler yapma biçiminde, iyileştirme ve bakım yöntemi
- MAKUS
- ...
- MAHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bilinen, adı geçen, sözü geçen
- "Kümbetin duvarı içinden mahut kutuyu çıkaran bendim." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bilinen, adı geçen, sözü geçen
- MASİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kütlesi, görünürdeki bütün hacmi kaplayan, kaplama veya doldurma olmayan, som
-
[sıfat]
Kütlesi, görünürdeki bütün hacmi kaplayan, kaplama veya doldurma olmayan, som
- MACAR
- ...
- MAMUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yapılmış, işlenmiş, imal edilmiş (eşya, yiyecek)
-
[sıfat]
Yapılmış, işlenmiş, imal edilmiş (eşya, yiyecek)