Başında göz olan 7 harfli 13 kelime var. Göz ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde göz olan kelimeler listesine ya da sonu göz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında göz bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

G Z Ö Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

GÖZ

2 Harfli Kelimeler

ÖZ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GÖZALTI

  1. [isim] Birinin, güvenlik kuvvetleri tarafından belli bir yerde belli bir süre alıkonulması, gözetim, nezaret

GÖZETİŞ

  1. [isim] Gözetme işi veya biçimi

GÖZDAĞI

  1. [isim] Sonradan verilecek bir ceza ile korkutma, yıldırma, tehdit
    • "Ona korku ve gözdağı aracı ile birtakım emirler verilir, yasaklar konur." (Haldun Taner)
    • "Sarhoş ağabeyi, parası pulu ile gözdağı vermeye kalktı onlara." (Necati Cumalı)

GÖZLEĞİ

  1. [isim] Gözetleme yeri
  2. Dağların yüksek yerlerinde nişan almak için ağaç veya taştan yapılan belli yer

GÖZÜNDE

  1. (o kimseye) göre
    • "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
    • "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)

GÖZENEK

  1. [isim] Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri
  2. Pencere
  3. Bir işlemede, örgüde, ipliklerin kesilmesi, ayrı tutulması yoluyla oluşturulan boşluk, ajur
  4. Canlı dokularda dış deri üzerindeki küçük, basit açıklık, mesame
  5. Bitkilerde solunum ve fotosentez için gerekli oksijen ve karbondioksit alışverişine, suyun buhar olarak dışarı atılmasına yarayan, yaprakların alt yüzeyinde çok sayıda bulunan, hücreler arasındaki küçük deliklerden her biri, mesame
  6. Bir malzemenin içinde irili ufaklı boşlukların bulunması durumu, süngerimsi görünüş

GÖZYAŞI

  1. [isim] Gözyaşı bezlerinin salgıladığı, bazı etkilerle akan duru sıvı damlacıklarından her biri, yaş (II)
    • "Her kadının gözyaşını dindireceğine kaniydi." (Peyami Safa)

GÖZETİM

  1. [isim] Gözetme işi, nezaret
    • "Din ve ahlak eğitimi devlet gözetim ve denetimi altında yapılır." (Anayasa)
  2. Himaye
  3. Gözaltı

GÖZÜKÜŞ
...
GÖZEMEK

  1. [-i] Kumaştaki deliği örerek kapatmak
  2. Dikilen bitkilerin seyrek yerlerini sıklaştırmak

GÖZÜKME

  1. [isim] Gözükmek işi
    • "Biraz daha tırmanınca ileride, çam ormanı gözükmeye başladı." (Sait Faik Abasıyanık)

GÖZETME

  1. [isim] Gözetmek işi
    • "Yeryüzünde bir başına değilsiniz, başkalarının zevkini, hatırını da gözetmeniz gerekir." (Nurullah ataç)

GÖZLEME

  1. [isim] Gözlemek işi, tarassut
  2. Özel araçlarla inceleme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü