Başında e olan 8 harfli 266 kelime var. E harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında e bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ELEŞTİRİ
-
-
[isim]
Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit
- "Fırkacılık, karşıya sövüp saymadan çamur atmadan çok önce hatta karşıyı eleştiriden önce, kendi ilke ve amaçlarını, uygulama yöntemlerini anlatmak olmalıydı." (Tarık Buğra)
-
Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle anlaşılmasını sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazı türü, tenkit, kritik
-
Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama
- "Zengin seçenekleri dinlerken siz de muhayyilenizi, eleştiri bilincinizi bilemiş olurdunuz." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit
- EKOLOJİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Ekolojiyle ilgili olan
-
[sıfat]
Ekolojiyle ilgili olan
- EĞİTİLİŞ
- ...
- EKSERİYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Genellikle
- "Birçok seviyelere göre güzellik olan şeyler ekseriya çirkinliktir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Genellikle
- ENSELEME
-
-
[isim]
Enselemek işi
-
[isim]
Enselemek işi
- EKTODERM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dış deri
-
[isim]
Dış deri
- EMAYLAMA
-
-
[isim]
Emaylamak işi
-
[isim]
Emaylamak işi
- ERGUVANİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eflatunla kırmızı arası renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Eflatunla kırmızı arası renk
- ELEMANLI
- ...
- EŞELEMEK
-
-
[-i]
Toprak, kül gibi toz durumunda bulunan şeyleri hafifçe kazıp karıştırmak
- "Eşeledik külleri, kıvılcımlar parladı." (Cahit Uçuk)
-
Dağıtıp karıştırmak
- "Canan'ın odasında, ayaklarıyla yorganı eşeleyip karyolayı sarsarak hıçkırırken buldu." (Peyami Safa)
-
Bir işin, sorunun aslını anlamaya çalışmak, kurcalamak
- "Bunu burada eşeleyip kimseyi üzmek istemeyiz." (Haldun Taner)
-
[-i]
Toprak, kül gibi toz durumunda bulunan şeyleri hafifçe kazıp karıştırmak
- ETÇİLLER
-
-
[isim]
Etoburlar
-
[isim]
Etoburlar
- EĞRİLTME
-
-
[isim]
Eğriltmek işi
-
[isim]
Eğriltmek işi
- ETLENMEK
-
-
[nsz]
Şişmanlamak, semirmek
- "Kısarak boylu, kara kuru Nadir Hanım'ın yerinde şimdi şişman denilecek kadar etlenmiş bir hanım var." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Şişmanlamak, semirmek
- EFSANEVİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Efsanelerde geçen, kendisi için efsaneler düzülen veya efsaneyi andırır nitelikte olan (kimse, hayvan, yer), menkıbevi
- "O günün benim için en büyük nimeti o efsanevi başı yakından görmem olmuştur." (Ahmet Haşim)
-
[sıfat]
Efsanelerde geçen, kendisi için efsaneler düzülen veya efsaneyi andırır nitelikte olan (kimse, hayvan, yer), menkıbevi
- ERDENLİK
-
-
[isim]
Kızlık
- "Tolstoy'un caydığı, toplumsal hayatın erdenliği gitgide kırsal törenin dışında var etmek zorunda olduğudur." (Selim İleri)
-
[isim]
Kızlık
- ETENESİZ
-
-
[sıfat]
Etenesi olmayan
- "Etenesiz memeli."
-
[sıfat]
Etenesi olmayan
- EGAVLAMA
- ...
- EGZAMALI
-
-
[sıfat]
Egzaması olan
-
[sıfat]
Egzaması olan
- ERKİNLİK
-
-
[isim]
Erkin olma durumu, serbestlik, serbest
-
[isim]
Erkin olma durumu, serbestlik, serbest
- EMEKLEME
-
-
[isim]
Emeklemek işi
-
[isim]
Emeklemek işi