Başında e olan 5 harfli 214 kelime var. E harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında e bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ETSEL
-
-
[sıfat]
Ete ait
-
Cinselliğe ait
- "Zavallı geçkin kız, yerleşik ahlâk kurallarının dışında etsel duyarlığa yaklaşırsa, başına bunların geleceğini düşünüyordu." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Ete ait
- EBEDİ
- ...
- EĞRİM
-
-
[isim]
Girdap
-
Eğri, dalgalı
-
[isim]
Girdap
- EMVAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mallar, para ile alınan şeyler
-
[isim]
Mallar, para ile alınan şeyler
- EMARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirti, iz, ipucu
- "Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Belirti, iz, ipucu
- EZGİN
-
-
[sıfat]
Paraca durumu bozuk olan (kimse)
-
Çok cefa görmüş (kimse)
- "Emir, hüküm altında yetişmiş bir sığıntı olduğunu çekingen, ezgin tavrıyla daima belli ederdi." (Refik Halit Karay)
-
Çürük, ezik (meyve)
-
Üzüntü veren
- "Bir gece önce çadırın kenarında dinlediğimiz o ezgin, baygın nağmeyi tutturdu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Paraca durumu bozuk olan (kimse)
- ESPRİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, nükte
- "İnceliği bu özelliğine de sindiği için esprileri hiçbir zaman harcayıcı olmazdı." (Haldun Taner)
- "Anlattığı fıkralarla yaptığı esprilere kendi asla gülmezdi." (Çetin Altan)
-
Yazıda, resimde, sözde ve davranışta ince, derin anlam, nükte
- "Romanın esprisi."
-
[isim]
İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, nükte
- EŞRAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerin zenginleri, sözü geçenler, ileri gelenler
- "Öte taraftan da ileri fikirlerim kasaba eşrafını kuşkulandırmaya başlamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir yerin zenginleri, sözü geçenler, ileri gelenler
- EVGİN
-
-
[sıfat]
Acil
- "Bu, evgin bir iştir, fazla geciktirmeyiniz."
-
[sıfat]
Acil
- EKÜRİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ahırdaş
-
Sürekli bir arada bulunan, ortak iş yapan kişiler
-
[isim]
Ahırdaş
- ETMEN
-
-
[isim]
Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil, faktör
-
[isim]
Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil, faktör
- EVLİK
-
-
[sıfat]
Herhangi bir sayıda evi olan, hanelik
-
[sıfat]
Herhangi bir sayıda evi olan, hanelik
- EŞMEK
-
-
[-i]
Toprağı veya toprak gibi yumuşak bir şeyi biraz kazmak
- "Bereket versin ateş koydu demin komşu kadın. / Üşüyorsan eşiver mangalı, eş, eş de ısın." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Araştırmak, incelemek
-
[-i]
Toprağı veya toprak gibi yumuşak bir şeyi biraz kazmak
- EDİNÇ
-
-
[isim]
Edinilen şey veya şeyler, müktesebat
-
[isim]
Edinilen şey veya şeyler, müktesebat
- ESBAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eski, geçmiş, önceki
- "Bir pazar, sabahtan, babası esbak Nallıhan kaymakamını da alıp Kalamış'a gidecek." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Eski, geçmiş, önceki
- ESKİL
- ...
- ETRAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yanlar, taraflar
- "Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler." (Peyami Safa)
- "Vaktiyle etrafı boş bulduğu için mistik sıfatını takınmak istemişti." (Asaf Halet Çelebi)
- "Ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar." (Refik Halit Karay)
-
Çevre, dolay
- "Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı." (Aka Gündüz)
-
Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit
- "Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte." (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Yanlar, taraflar
- EBLEH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Akılsız, budala, alık
-
[sıfat]
Akılsız, budala, alık
- ERBİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erbiyum oksit (Er2O3) veya erbiyum hidroksit, Er(OH)2
-
[isim]
Erbiyum oksit (Er2O3) veya erbiyum hidroksit, Er(OH)2
- ERİME
-
-
[isim]
Erimek işi
-
[isim]
Erimek işi