Başında bu olan 7 harfli 70 kelime var. Bu ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bu olan kelimeler listesine ya da sonu bu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bu bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BUNALIM
-
-
[isim]
Doğal bir süreçte birdenbire oluşan aykırılık, bunluk, buhran, kriz
- "Kızcağızın daha önce de bazı bunalımlar geçirmiş olduğu ortaya çıktı." (Erhan Bener)
-
Tehlikeli sonuç doğurabilecek gerginlik, buhran, kriz
- "Bunalım anlarında insanın yüreğini, en ürkütücü olasılıklar yoklamaz mı?" (Atilla İlhan)
-
Uyaranlara karşı duyarlığın, iş yapabilme gücünün, kendine güvenin azalarak karamsarlığın, umutsuzluğun güçlenmesiyle ortaya çıkan ruhsal bozukluk, ruhsal çöküntü, depresyon
- "Zavallı oğlan bu bunalım anlarında acınacak hâlde oluyordu." (Haldun Taner)
-
Bir hastalıkta iyileşme veya ölümle sonuçlanan, birdenbire olan fizyolojik değişiklik, kriz
-
Çoğunluğa ilişkin satın alma gücünün durması, satış değerlerinin düşmesi, çalışma gücünün azalması vb. sebeplerle ortaya çıkan ekonomik durum, kriz
-
[isim]
Doğal bir süreçte birdenbire oluşan aykırılık, bunluk, buhran, kriz
- BUTAFOR
-
-
[isim]
Oyun için gerekli sahne eşyası
-
[isim]
Oyun için gerekli sahne eşyası
- BULUTSU
-
-
[isim]
Uzayda gaz ve toz bulutu, nebülöz
-
[isim]
Uzayda gaz ve toz bulutu, nebülöz
- BUNAMAK
-
-
[nsz]
Çeşitli sebeplerle zihin gücünü yitirerek ne yaptığını bilemez duruma gelmek, ateh getirmek
-
[nsz]
Çeşitli sebeplerle zihin gücünü yitirerek ne yaptığını bilemez duruma gelmek, ateh getirmek
- BUDANIŞ
-
-
[isim]
Budanma işi veya biçimi
-
[isim]
Budanma işi veya biçimi
- BULAMAK
-
-
[-i]
Bir nesnenin her yanını bir şeye değdirerek üstünü onunla kaplamak, bir nesneyi başka bir maddeye batırmak
- "Balığı una bulamak."
-
Kirletmek
- "Çocuk üstünü başını çamura bulamış."
-
[-i]
Bir nesnenin her yanını bir şeye değdirerek üstünü onunla kaplamak, bir nesneyi başka bir maddeye batırmak
- BUSELİK
-
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde on üç basit makamdan biri
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde on üç basit makamdan biri
- BURTLAK
-
-
[isim]
Taşlık, çalılık yer
-
[isim]
Taşlık, çalılık yer
- BUGÜNKÜ
-
-
[sıfat]
Bugüne özgü, bugün olan, bugün yapılan
- "Bugünkü Türk şiirinin manzarası şairlerle dolu bir memlekette yaşadığımızı gösteriyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Bugüne özgü, bugün olan, bugün yapılan
- BULUNMA
-
-
[isim]
Bulunmak işi
-
[isim]
Bulunmak işi
- BUĞUEVİ
-
-
[isim]
Hastalık dolayısıyla mikroplu sayılan eşyanın sıcak buğu ile temizlendiği yer, tephirhane
-
[isim]
Hastalık dolayısıyla mikroplu sayılan eşyanın sıcak buğu ile temizlendiği yer, tephirhane
- BULUNAK
-
-
[isim]
Adres
-
[isim]
Adres
- BUYURUŞ
- ...
- BURKMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi burar gibi ekseni etrafında döndürmek
- "Birinin kolunu burkmak."
-
[nsz]
Burkulmak
- "Ayağım burktu."
-
Acı vermek, üzmek
- "Yörede, şimdi yürek burkan bir suskunluk vardı." (Tarık Buğra)
-
Bazı yiyecekler, ağza kekre tat vermek
-
[-i]
Bir şeyi burar gibi ekseni etrafında döndürmek
- BUÇUKLU
-
-
[sıfat]
Kesirli
- "Buçuklu para."
-
[sıfat]
Kesirli
- BUDAMAK
-
-
[-i]
Daha çok ürün almak veya düzgün bir biçim vermek amacıyla ağaç, asma vb.nin dallarını kesmek, kısaltmak
-
Bir şeyi eksiltmek, azaltmak
- "Aylıkları budamak."
-
Yeni filiz sürmesi için bir bitkinin dallarını kesmek
-
Güreşte rakibinin ayaklarını bir ayak oyunu veya vuruşu ile yerden kesmek
-
[-i]
Daha çok ürün almak veya düzgün bir biçim vermek amacıyla ağaç, asma vb.nin dallarını kesmek, kısaltmak
- BULATMA
-
-
[isim]
Bulatmak işi
-
[isim]
Bulatmak işi
- BURSSUZ
-
-
[sıfat]
Burs almayan, bursu olmayan
-
[sıfat]
Burs almayan, bursu olmayan
- BURUKSU
-
-
[sıfat]
Buruğa benzer, buruk gibi
- "Bundan kuvvet alarak âdeta bir nevi buruksu saadet içinde yaşamaktayım." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Buruğa benzer, buruk gibi
- BULUNTU
-
-
[isim]
Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya
-
Sokakta bulunup alınan çocuk
-
Herhangi bir yerde bulunup gerçekten veya hükmen sahibi bulunmayan mal
-
[isim]
Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya