Sonunda am olan 5 harfli 53 kelime var. AM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde am olan kelimeler listesine ya da başında am olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ESHAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Paylar, hisseler
-
Borç alınan bir paranın belirli zamanda ödeneceğini gösteren senetler
- "Bunlar çok sağlam hatta en sağlam devlet eshamından sayılır." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Paylar, hisseler
- SUSAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Susamgillerden, sıcak bölgelerde yetişen küçük bir bitki (Sesamum indicum)
-
Bu bitkinin yağ çıkarılan, öğütülerek tahin elde edilen ve simit vb.nin üzerine serpilen küçük sarımtırak tohumu
-
Süsen
-
[isim]
Susamgillerden, sıcak bölgelerde yetişen küçük bir bitki (Sesamum indicum)
- HAMAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam
- "Banyosuz, duşlu, avuç içi gibi bir aralıktı hamam." (Oktay Rifat)
- "Bugün deniz hamam gibidir değil mi?" (Burhan Felek)
-
Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer
-
[isim]
Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam
- AKŞAM
-
-
[isim]
Gündüzün son ve gecenin ilk saatleri
-
Gece
- "Şimdi, gelelim dün akşam bahsi geçen yüzük hikâyesine..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Akşam ezanı
-
Akşam namazı
-
[isim]
Gündüzün son ve gecenin ilk saatleri
- NOTAM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Havacılar ve pilotlar için yayımlanan bülten
-
[isim]
Havacılar ve pilotlar için yayımlanan bülten
- İKRAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Konuğu ağırlama
- "Köylerinde bize her zaman portakalların en olmuşunu, şarapların en eskisini ikram ettiler." (Falih Rıfkı Atay)
- "Mal müdürü, vergi kâtibi, evkaf memuru gibi her zaman işinin düşeceği nüfuzlu adamlarla senli benli konuşur, odalarına uğradıkça başköşede ikram görürdü." (Refik Halit Karay)
-
Bir şeyi armağan olarak verme, sunma
- "Üstat, bunların ikram olduğunun farkında değildi." (Çetin Altan)
-
Alışverişte satıcının alıcıya yaptığı indirim
-
Sunulan şey
- "Konuklarına ikramları çoktu."
-
[isim]
Konuğu ağırlama
- EVHAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuruntu, kuşku, işkil, vehim, vesvese
-
[isim]
Kuruntu, kuşku, işkil, vehim, vesvese
- HİTAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Son, bitim
-
[isim]
Son, bitim
- AĞNAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sayım vergisi
-
[isim]
Sayım vergisi
- SELAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba
- "... pazara indiği zaman kendine verilen selamı bile almıyordu." (Ömer Seyfettin)
- "... çok sevimli bir asker, selam çakar." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Ama birader, rahat mı edeceğiz bu bahçede, gelene geçene selam mı duracağız?" (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Yollarda sarı ve zayıf halk selama duruyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba
- DONAM
-
-
[isim]
Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme vb. bölümleri
-
Gemi ve sandalların donanımları
- "Ayşe'yse köyün önünden geçen kayıkların teknelerini, yelkenlerini, donamlarını hep ezbere bilirdi." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme vb. bölümleri
- KURAM
-
-
[isim]
Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi
-
Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü
- "İnsanlar da görünen dünyanın bir parçası olarak bu kurama girerler." (Haldun Taner)
-
Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori
- "Onun bir başka anlamı da bir düşüncenin, bir kuramın soyutça anlatılmasından doğar." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi
- SALAM
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek
-
[isim]
Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek
- İHRAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hacıların örtündükleri dikişsiz bürgü
-
Yün yaygı
-
Yunanların, Romalıların, günümüzde de Berberilerin büründükleri geniş, beyaz, yünlü çarşaftan giysi
-
[isim]
Hacıların örtündükleri dikişsiz bürgü
- AHKAM
- ...
- MERAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstek, amaç, gaye, maksat
- "Benim meramım sana yalnız bir şey sormak." (Ömer Seyfettin)
- "Gözlerini siyasi ihtiraslar bürüyen kimselere meram anlatmak mümkün olmamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "İşte o, meram ettiği zaman etrafındakilere böyle tahakküm ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
İstek, amaç, gaye, maksat
- YAŞAM
-
-
[isim]
Doğumla ölüm arasında yaşanan süre, ömür, hayat
- "Yaşamın kurallarını, kendi aleyhinde işliyor varsaydığı günden bu yana, umursamamıştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Doğumla ölüm arasında yaşanan süre, ömür, hayat
- HAHAM
-
Kelime Kökeni : İbranice
-
[isim]
Yahudi din adamı
-
[isim]
Yahudi din adamı
- EYTAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yetimler
-
[isim]
Yetimler
- ENCAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Son, işin sonu
- "Nereye varır bu işin encamı?" (Atilla İlhan)
-
Gelecek
- "Encamımız hayrolsun demekten başka elden ne gelir?" (Aka Gündüz)
-
[isim]
Son, işin sonu