Başında şe olan 6 harfli 34 kelime var. Şe ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde şe olan kelimeler listesine ya da sonu şe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında şe bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EŞ, ŞE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞECAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiğitlik
- "Şecaat arz ederken merdikıpti sirkatin söyler." (Koca Ragıp Paşa)
-
[isim]
Yiğitlik
- ŞEVVAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hicri takvime göre ramazandan sonra gelen ay, bayram ayı
-
[isim]
Hicri takvime göre ramazandan sonra gelen ay, bayram ayı
- ŞECERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, soy ağacı, soy kütüğü, hayat ağacı
-
Atların soyunun yazılı olduğu çizelge
-
[isim]
Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, soy ağacı, soy kütüğü, hayat ağacı
- ŞEKLEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Biçim bakımından, biçim yönünden
-
[zarf]
Biçim bakımından, biçim yönünden
- ŞERGİL
-
-
[isim]
Askıntı, baş belası
-
[isim]
Askıntı, baş belası
- ŞEFLİK
-
-
[isim]
Şef olma durumu
- "Biraz önce şeflik taslayan biraz sonra uysal bir uyruk olur." (Haldun Taner)
-
Şefin çalıştığı daire
- "İstasyon şefliği."
-
[isim]
Şef olma durumu
- ŞENLİK
-
-
[isim]
Şen olma durumu, şetaret
- "Emine'nin yüzüne öyle bir şenlik, çakırımsı şehla gözlerine öyle bir civeleklik geldi ki..." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Belli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü, bayram
- "Ne var ki bu şenlik gününde yüzüne bakan yok." (Tarık Buğra)
-
Festival
-
Sevinç, neşe
- "Gece her tarafta şenlik olmuş, çalgılar, davullar çalınmış, kıyamet kopmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Şen olma durumu, şetaret
- ŞEVKLİ
-
-
[sıfat]
Şevki olan
- "Ben onun kadar şevkli oyuncu tanımadım." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Şevki olan
- ŞEŞYEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün birli gelmesi
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün birli gelmesi
- ŞERAİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şartlar, koşullar
- "İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır." (Atatürk)
-
[isim]
Şartlar, koşullar
- ŞEŞÜSE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün üçlü gelmesi
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün üçlü gelmesi
- ŞEŞBEŞ
-
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün beşli gelmesi
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün beşli gelmesi
- ŞEŞPER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Savaş araçlarından altı dilimli topuz
-
[isim]
Savaş araçlarından altı dilimli topuz
- ŞEHVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cinsel istek, kösnü
- "Düşman zabitinin gözlerinde şehvet arzuları yandı." (Reşat Enis)
-
Aşırı istek
- "Her sabah masamıza yeni bir şehvetle geçtik." (Haldun Taner)
-
[isim]
Cinsel istek, kösnü
- ŞERİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şeriatla ilgili
-
[sıfat]
Şeriatla ilgili
- ŞEBBOY
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Turpgillerden, güzel kokulu, dar yapraklı, değişik renkli çiçekleri olan, çok yıllık ve otsu bir süs bitkisi (Cheiranthus cheiri)
-
[isim]
Turpgillerden, güzel kokulu, dar yapraklı, değişik renkli çiçekleri olan, çok yıllık ve otsu bir süs bitkisi (Cheiranthus cheiri)
- ŞEBNEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çiy
-
[isim]
Çiy
- ŞELALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyük çağlayan, çavlan
-
[isim]
Büyük çağlayan, çavlan
- ŞEBEKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ülke çapında yaygınlaştırılmış ulaşım ve iletişim örgüsü, ağ
-
Üniversite öğrencilerinin kimlik kartı
-
Birbiriyle bağlantılı ve gizli çalışan kimselerin tümü
- "Bütün dünyaya eroin gönderen geniş bir şebekenin peşindeydiler." (Reşat Enis)
-
[isim]
Ülke çapında yaygınlaştırılmış ulaşım ve iletişim örgüsü, ağ
- ŞERİAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kur'an'daki ayetlere, Hz. Muhammed'in sözlerine dayanan İslam kanunu, İslam hukuku
- "Ben bir şey yapamam, şeriatın kestiği parmak acımaz, ne yapayım, Allah acısın." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kur'an'daki ayetlere, Hz. Muhammed'in sözlerine dayanan İslam kanunu, İslam hukuku