Sonunda ız olan 7 harfli 137 kelime var. IZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ız olan kelimeler listesine ya da başında ız olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAYISIZ
-
-
[sıfat]
Sayılmayacak kadar çok, pek çok
- "Hünerli elleriyle halkımızın eli öpülesi sayısız çalışkan analarından biriydi." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Sayılmayacak kadar çok, pek çok
- TASASIZ
-
-
[sıfat]
Tasası, derdi olmayan, kaygısız
- "En çok adamın tasasız, güleç yüzüne sinirlendi." (Emine Işınsu)
- "Hepsinin tasasız olduğu ... hepsinin birbirini az çok tanıdığı anlaşılıyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Hiçbir şeyi kendine dert edinmeyen
- "Sabah yürüyüşü yapan tasasız bir vatandaştı sanki." (Refik Erduran)
-
[zarf]
Hiçbir şeyi kendine dert edinmeden
-
[sıfat]
Tasası, derdi olmayan, kaygısız
- ŞAKASIZ
-
-
[zarf]
Şaka yapmaksızın, ciddi olarak
-
[zarf]
Şaka yapmaksızın, ciddi olarak
- AYIPSIZ
-
-
[sıfat]
Ayıbı, kusuru olmayan
-
[sıfat]
Ayıbı, kusuru olmayan
- TANISIZ
-
-
[sıfat]
Tanısı olmayan
-
[sıfat]
Tanısı olmayan
- AYAKSIZ
-
-
[sıfat]
Ayağı olmayan
-
[sıfat]
Ayağı olmayan
- FRAKSIZ
- ...
- ZEKASIZ
- ...
- ÇALISIZ
-
-
[sıfat]
Çalısı olmayan
- "Oldukları yer otsuz, çalısız, kızıl renkli bir toprak." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Çalısı olmayan
- ÇAPASIZ
-
-
[sıfat]
Çapalanmamış (yer)
-
Çapası olmayan
-
[sıfat]
Çapalanmamış (yer)
- BAHTSIZ
-
-
[sıfat]
Bahtı kötü olan, mutsuz, talihsiz
- "Bu, korkunç bir çocukluğun, sefil, bahtsız bir çocukluğun devamıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Bahtı kötü olan, mutsuz, talihsiz
- KOCASIZ
-
-
[sıfat]
Kocası olmayan (kadın)
-
[sıfat]
Kocası olmayan (kadın)
- KINASIZ
-
-
[sıfat]
Kına ile boyanmamış
- "Ellerinin ve ayaklarının parmaklarını kınasız bırakmazlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Kına ile boyanmamış
- ARKASIZ
-
-
[sıfat]
Arkası olmayan
-
Koruyanı olmayan, koruyucusu, dayanağı olmayan
-
[sıfat]
Arkası olmayan
- ÇIRASIZ
-
-
[sıfat]
Çırası olmayan
-
[sıfat]
Çırası olmayan
- UMARSIZ
-
-
[sıfat]
Çaresiz bir biçimde, çıkar yolu olmaksızın
- "... bir yalıya yaslanıp Sait için umarsız gözyaşları dökmeye vakit bulalım." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Çaresiz bir biçimde, çıkar yolu olmaksızın
- ZİYASIZ
-
-
[sıfat]
Işıksız, karanlık
- "Yorgun dağları, ziyasız yalıları, bülbülsüz koruları mor ve serin sis örtüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Işıksız, karanlık
- CİLASIZ
-
-
[sıfat]
Cila sürülmemiş veya cilası kalmamış olan
-
[sıfat]
Cila sürülmemiş veya cilası kalmamış olan
- PARASIZ
-
-
[sıfat]
Parası olmayan
-
Yoksul
- "Parasız günlerinde canı binbir çeşit şeyler isteyerek ruhu ... yoksulluğun acısını binbir kere duyardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Para verilmeden elde edilen, bedava
- "İlköğretim ... devlet okullarında parasızdır." (Anayasa)
-
[zarf]
Para verilmeksizin, bedavadan, bedava
-
[sıfat]
Parası olmayan
- ADAMSIZ
-
-
[sıfat]
Yardımcısız, hizmetçisiz
- "Bu koca ev adamsız çevrilemez."
-
Güvenecek kimsesi olmayan, dayanağı bulunmayan, arkasız
-
Erkeksiz, kocasız
-
[sıfat]
Yardımcısız, hizmetçisiz