Sonunda ız olan 6 harfli 70 kelime var. IZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ız olan kelimeler listesine ya da başında ız olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MALTIZ
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Çoğunlukla yemek pişirmekte kullanılan, içinde ızgarası bulunan, ayaklı ve taşınır ocak
- "Bahçenin bir köşesinde akşam için maltıza kömür yerleştiren aşçı, ellerini önündeki önlüğe silerek kapıda göründü." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Çoğunlukla yemek pişirmekte kullanılan, içinde ızgarası bulunan, ayaklı ve taşınır ocak
- SAPSIZ
-
-
[sıfat]
Sapı olmayan
-
[sıfat]
Sapı olmayan
- TATSIZ
-
-
[sıfat]
Tadı iyi olmayan, lezzetsiz
-
Tadı olmayan, sası
-
[zarf]
Hoşa gitmeyen bir biçimde
- "Her şey, herkes boş, abes, çirkin, münasebetsiz, tatsız görünür." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Hoşa gitmeyen, can sıkan
- "O akşamki tatsız olaya benim de canım sıkıldı." (Çetin Altan)
-
Sohbeti hoş olmayan veya geçimsizlik çıkaran (kimse)
-
[sıfat]
Tadı iyi olmayan, lezzetsiz
- GAZSIZ
-
-
[sıfat]
İçinde gaz olmayan veya gaz bulaşmamış olan
-
[sıfat]
İçinde gaz olmayan veya gaz bulaşmamış olan
- ÇAPSIZ
-
-
[sıfat]
Çapı geniş olmayan
-
Yetersiz, dar görüşlü
- "Yahya Kemal'in, döneminin ünlü ve çapsız şairlerinden birine söyledikleri gerçekten unutulmaz." (Tomris Uyar)
-
[sıfat]
Çapı geniş olmayan
- DAMSIZ
-
-
[sıfat]
Damı olmayan
- "Taş yığınlarının yanında damsız birkaç ev kümesi etrafında bir gölge kırık bir tencereyi kaynatıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Damı olmayan
- CIZBIZ
-
-
[sıfat]
Izgarada pişirilmiş (et)
- "Cızbız köfte."
-
[sıfat]
Izgarada pişirilmiş (et)
- TAŞSIZ
-
-
[sıfat]
Taşı olmayan
-
[sıfat]
Taşı olmayan
- ANASIZ
-
-
[sıfat]
Anası olmayan
- "Anasız çocuklardı, üvey ana cehennemi idi." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Anası olmayarak
-
[sıfat]
Anası olmayan
- ZAMSIZ
-
-
[sıfat]
Fiyatı arttırılmamış
-
[sıfat]
Fiyatı arttırılmamış
- ANTSIZ
-
-
[sıfat]
Ant içilmemiş
-
[sıfat]
Ant içilmemiş
- KASSIZ
-
-
[sıfat]
Kasları gelişmemiş olan, adalesiz
-
[sıfat]
Kasları gelişmemiş olan, adalesiz
- CAMSIZ
-
-
[sıfat]
Camı olmayan
- "Çerçevesiz, camsız pencereden, ova ne durgun, ne mutlu görünüyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Camı olmayan
- TAÇSIZ
-
-
[sıfat]
Tacı olmayan
-
Taç yaprağı olmayan
-
[sıfat]
Tacı olmayan
- GAMSIZ
-
-
[sıfat]
Kaygısı, tasası, sıkıntısı, üzüntüsü olmayan
- "Sesi taze, pürüzsüz ve gamsızdı." (Cahit Uçuk)
-
Olayları kendine dert etmeden geçiştiren, aldırış etmeyen, tasasız, vurdumduymaz
- "Zavallı anneciğin çok şen, güler yüzlü, gamsız bir kadındı." (Mahmut Yesari)
-
[sıfat]
Kaygısı, tasası, sıkıntısı, üzüntüsü olmayan
- SIRSIZ
-
-
[sıfat]
Sır (I) sürülmemiş, sırı (I) olmayan
- "Sırsız küp."
-
[sıfat]
Sır (I) sürülmemiş, sırı (I) olmayan
- ARASIZ
-
-
[zarf]
Sürekli olarak, arkası kesilmeden, ara vermeden, müstemirren, vira
-
[zarf]
Sürekli olarak, arkası kesilmeden, ara vermeden, müstemirren, vira
- HIRSIZ
-
-
[isim]
Başkasının malını çalan kimse, arakçı, uğru
-
[isim]
Başkasının malını çalan kimse, arakçı, uğru
- SAZSIZ
-
-
[sıfat]
Sazı olmayan
-
[sıfat]
Sazı olmayan
- HAKSIZ
-
-
[sıfat]
Hak ve adalete uygun olmayan
-
Davası, iddiası, davranışı, düşüncesi doğru ve yerinde olmayan (kimse)
- "Arkadaşınız bu işte haksızdır."
-
[sıfat]
Hak ve adalete uygun olmayan