Sonunda ız olan 5 harfli 24 kelime var. IZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ız olan kelimeler listesine ya da başında ız olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ANDIZ

  1. [isim] Yaprakları dikenli olan bir çeşit ardıç
    • "Andız katranı."
  2. Servi ağacı
    • "İki yanda uzun boylu narin andızlar sıralıydı." (Cahit Uçuk)
  3. Kırlarda yetişen yabani bir otun kökü

SARIZ
...
HAYIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kadınlarda aybaşı

LAFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Söz, kelime
    • "Lafız ve mana, tıpkı eskisi gibi birbirinden ayrı telakki ediliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Yasanın sözle anlatmak, bildirmek istediği anlam

YAĞIZ

  1. [sıfat] Esmer
    • "Yağız ve kuvvetli, analarının ardı sıra dokuzar onar gürbüz çocuk koşar." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Siyah
    • "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  3. Yiğit
    • "Bunu o ilk zamanlardaki yağız savaşçı havasıyla dedi." (Atilla İlhan)

KIMIZ

  1. [isim] Kısrak sütünün mayalanmasıyla yapılan, az alkollü, ekşi, bir Türk içkisi
    • "Ey, sevincinden bir büyük geleceği / Muştulayan içki, bin yılın kımızı." (Ahmet Muhip Dranas)

ARSIZ

  1. [sıfat] Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse)
  2. Açgözlü davranan (kimse)
  3. Kolayca üreyebilen (bitki)

AYSIZ

  1. [sıfat] Ay ışığı olmayan (gökyüzü, gece)
    • "Aysız, bol yıldızlı, çekirge ötüşleriyle dolu bir geceydi." (Necati Cumalı)

NABIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalp atışının sağladığı kan basıncından dolayı atardamarlara ve özellikle bilekteki atardamara parmakla basıldığında duyulan kımıldama
    • "Nabzı durdu, nefesi durdu galiba." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Başına gelmeyen bela kalmadı. Azıcık nabza göre şerbet versen, başına bu dertler gelmezdi." (Aydın Boysan)
    • "Doktor, hallacın yanına vardı. Nabzını tuttu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Milletin sesini işitmek, nabzını yoklamak, meselesini ve durumunu kaynakta öğrenmek istiyordu." (Tarık Buğra)
  2. Eğilim, düşünce, niyet
    • "Viyana'da hayat sevincinin nabzı kahvelerde atar." (Haldun Taner)

DALIZ

  1. [isim] İç kulaktaki kemik dolambacın orta bölümü

HAMIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Asit

KABIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dışkının katılığı yüzünden büyük abdest bozamama veya güçlükle bozma durumu, peklik, kabızlık, ishal karşıtı
  2. Azrail tarafından ruh teslim alınma, ölme
  3. Alma
  4. Kavrama, el ile tutma

HIFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saklama
  2. Ezberleme, akılda tutma

HAFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kur'an'ı bütünüyle ezbere bilen kimse
  2. Bir şeyi anlamadan ezberleyen kimse
  3. [sıfat] Koruyan, saklayan

ISSIZ

  1. [sıfat] Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban
    • "Köşkün bütün odaları ıssız." (Peyami Safa)
    • "Yavru gitmiş, ıssız kalmış otağı." (Bayburtlu Zihni)
  2. Yalnız, kimsesi olmayan

ANSIZ

  1. [zarf] Ansızın
  2. [sıfat] Anlayışsız, akılsız

NAKIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bozma, çözme
  2. Kırma

CAMIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Manda

CILIZ

  1. [sıfat] Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
    • "Hanın sahibi cılız bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Güçsüz, sönük (ışık)
  3. Basit, değersiz, önemsiz
    • "Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu." (Burhan Felek)

TIKIZ

  1. [sıfat] Tıknaz
    • "İkisi de tıkız ve aynı boyda." (Haldun Taner)
  2. Çok sıkıştırılmaktan veya çok sıkı doldurulmaktan katılaşmış, sıkı
    • "Bu yastık pek tıkız olmuş."
  3. Yoğunluğu çok, katı
    • "Tıkız hamur."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü