Sonunda ık olan 6 harfli 135 kelime var. IK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ık olan kelimeler listesine ya da başında ık olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ANACIK
-
-
[isim]
Annelere sevgiyle yaklaşıldığını belirten bir söz
- "Ertesi gün okulun yolunu tutunca yine üniformalarının içinde anacıklarının, babacıklarının görmek istedikleri masum çocuksu hâllerine dönerler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Annelere sevgiyle yaklaşıldığını belirten bir söz
- YANLIK
-
-
[isim]
Kahvaltıda ve diğer öğünlerde ana yiyeceğin yanında verilen çerez türü veya domates, salatalık vb. yiyecekler
-
[isim]
Kahvaltıda ve diğer öğünlerde ana yiyeceğin yanında verilen çerez türü veya domates, salatalık vb. yiyecekler
- KAPLIK
-
-
[isim]
Kap kacak koymaya yarayan yer
-
[sıfat]
Defter, kitap vb.ni kaplamaya yarayan
- "Kaplık kâğıt."
-
[sıfat]
Herhangi bir kap dolduracak miktarda olan
- "İki kaplık aşure."
-
[isim]
Kap kacak koymaya yarayan yer
- OVACIK
- ...
- KIZCIK
- ...
- APAÇIK
-
-
[sıfat]
Çok açık, çok belirgin
- "Apaçık bir yalanla kızı yanından uzaklaştırıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Çok açık, çok belirgin
- BIZDIK
-
-
[isim]
Ufak çocuk
-
[isim]
Ufak çocuk
- YALPIK
-
-
[sıfat]
Derinliği az ve geniş olan, yayvan
-
[sıfat]
Derinliği az ve geniş olan, yayvan
- ZIRNIK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Arsenik
- "Karın, kaynanan, çocukların hepsini yiyip sana zırnık koklatmazlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Herhangi bir şeyin en küçük, önemsiz ve işe yaramaz parçası
- "Bizde zırnık kalmadı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Arsenik
- KITLIK
-
-
[isim]
Kıt olma durumu, ihtiyaca yetmeyecek kadar azlık, az ve zor bulunma
- "Toprak darlığı, ham madde kıtlığı ve nüfus artışı..." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kuraklık, savaş vb. nedenlerle ürünün yetişmemesi ve bundan doğan açlık
- "Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Yiyecek maddelerinde görülen darlık
-
Duygu, söz vb.nde azlık
-
[isim]
Kıt olma durumu, ihtiyaca yetmeyecek kadar azlık, az ve zor bulunma
- KIRLIK
-
-
[isim]
Kır olan yer, şehir dışında açıklık yer
- "Etrafı kırlık, mezarlık, uzun bir yoldan gidiyorduk." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kır olan yer, şehir dışında açıklık yer
- UYANIK
-
-
[sıfat]
Uyumamış, bidar
- "Uyuyor mu uyanık mı kestiremiyor, uykuyla uyanıklığın sınırlarını bulamıyordu." (Atilla İlhan)
-
Uykudan uyanmış
-
Açıkgöz, kurnaz, cingöz
- "Ayrıca son derece zeki ve uyanık bir genç kız vardı." (Haldun Taner)
-
Yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olan, müteyakkız
-
Bilgisizlikten kurtulmuş, bilgili
- "Zeki ve uyanık kişilerle dostluk kadar iyi bir şey olamaz." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Uyumamış, bidar
- DIZDIK
-
-
[isim]
Akrabalığın uzak olduğunu anlatan dızdığının dızdığı deyiminde kullanılır
-
[isim]
Akrabalığın uzak olduğunu anlatan dızdığının dızdığı deyiminde kullanılır
- ACILIK
-
-
[isim]
Acı olma durumu
- "Göğsünde bir sızı, ağzında bir acılık duydu." (Ömer Seyfettin)
-
Dokunaklılık, kederlilik, yaslılık
- "Yüreğinde derin bir üzüntüyle acılık vardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Acı olma durumu
- KARMIK
-
-
[isim]
Çay ağzında yapılmış olan balıkçı büğeti
-
Mersin balıklarının üremek için denizden nehirlere geçişleri sırasında avlanmalarında kullanılan ve nehir ağızlarına kurulan çok iğneli bir olta takımı
-
[isim]
Çay ağzında yapılmış olan balıkçı büğeti
- ODACIK
-
-
[isim]
Küçük oda
- "Babadan kalma bu arsaya önce dört duvar örüp bir odacık yapıvermişti." (Reşat Enis)
-
[isim]
Küçük oda
- BAĞLIK
-
-
Bağ yeri, üzüm bağları çok olan yer
-
Bağ yeri, üzüm bağları çok olan yer
- SAĞLIK
-
-
[isim]
Vücudun hasta olmaması durumu, vücut esenliği, esenlik, sıhhat, afiyet
- "Sağlığa zarar veren şeylerden kaçınmalı."
- "Sürahi kırıldı diye üzülme, sağlık olsun!"
-
Sağ, canlı, diri olma durumu
- "Aradan dört beş yıl geçince bir yerden de haber gelmeyince sağlığından umutlarını kesmişler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Vücudun hasta olmaması durumu, vücut esenliği, esenlik, sıhhat, afiyet
- YAŞLIK
-
-
[isim]
Yaş (II) olma durumu, ıslaklık
- "Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yaş (II) olma durumu, ıslaklık
- SARSIK
-
-
[sıfat]
Sarsılmış
-
[sıfat]
Sarsılmış