Sonunda üm olan 5 harfli 30 kelime var. ÜM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde üm olan kelimeler listesine ya da başında üm olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇÖKÜM
-
-
[isim]
Çökme biçimi, inhitat
-
[isim]
Çökme biçimi, inhitat
- GÖRÜM
-
-
[isim]
Görme yetisi
- "Trahom hastalığı, tedavi edilmezse görümü yok etmeye kadar varabilir."
-
[isim]
Görme yetisi
- SÖKÜM
-
-
[isim]
Sökme işi
- "Pancar sökümü."
-
[isim]
Sökme işi
- CÜRÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Suç
-
Yanlışlık, kusur veya hata
- "Onun çalışmasını bozan, hassasiyetini körleten her şey cürümdür." (Haldun Taner)
-
[isim]
Suç
- GÜDÜM
-
-
[isim]
Yönetme işi, idare
-
Bilişimde, bir olaylar dizisini, bir süreci veya bir aracı yöneltme ve düzenlemeyle ilgili işlevlerin bütünü
-
[isim]
Yönetme işi, idare
- YÜKÜM
-
-
[isim]
Yükümlülük
- "Vergi yükümü yasayla konulur."
-
[isim]
Yükümlülük
- DÜĞÜM
-
-
[isim]
İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum
- "Küpeşte tahtasının deliğinden de geçir, düğüm at." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum
- "İçi ne kadar karışık olursa olsun, bu samimiyet her düğümü çözer." (Peyami Safa)
-
Edebî eserlerde çapraşık olguların çözümlenmeden önce toplandığı en büyük merak unsuru
-
Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan kararlı dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalardan her biri
- "Ardışık iki düğüm arası bir yarım dalga uzunluğudur."
-
[isim]
İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum
- ALBÜM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fotoğraf, pul vb.ni dizip saklamaya yarayan bir tür defter
-
Herhangi bir konu ile ilgili kısa açıklamalar verilerek resimler basılmış olan kitap
- "Kelebek albümü. Bitki albümü. Ankara albümü."
-
Uzunçalar
- "Yeni albümünün parçalarını arka arkaya seslendirmeye başladığında, dünya soluğunu tutmuştu." (Murathan Mungan)
-
[isim]
Fotoğraf, pul vb.ni dizip saklamaya yarayan bir tür defter
- DÜRÜM
-
-
[isim]
Dürme, silindir biçiminde kıvırma
-
İçine türlü katıklar konularak sarılmış yufka ekmeği veya ince pide
-
[isim]
Dürme, silindir biçiminde kıvırma
- KUDÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mehter takımlarında ve tekkelerde kullanılmış olan, metal kâseli, küçük iki davuldan oluşmuş usul vurma aracı
-
[isim]
Mehter takımlarında ve tekkelerde kullanılmış olan, metal kâseli, küçük iki davuldan oluşmuş usul vurma aracı
- ÇÖZÜM
-
-
[isim]
Bir sorunun çözülmesinden alınan sonuç, hal
- "Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olur." (Anayasa)
-
Bir denklemde bilinmeyenlerin yerine konulduğunda o denklemi gerçekleştiren sayı veya sayılar
-
Bir problemi çözmek için verilenler üzerinde yapılacak işlemlerin gösterilmesi
-
[isim]
Bir sorunun çözülmesinden alınan sonuç, hal
- BÜKÜM
-
-
[isim]
Bükme işi
-
Bir şeyin bükülmüş yeri, kat, kıvrım
- "Cebine koyarken kâğıt yere düştü, bükümü açıldı." (Burhan Felek)
-
Bir kerede eğrilmiş iplik, yün miktarı
-
[isim]
Bükme işi
- BÖLÜM
-
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım
- "Asıl yalıya bitişik bir binada belki de eski selamlık bölümünde idiler." (Refik Halit Karay)
-
Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon
-
Çağ, devir
- "O gün edebiyat tarihinde hecenin beş şairi diye bir bölüm açanların üçü orada tanıştılar." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
-
Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman
-
Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım
- POLÜM
- ...
- ÜĞRÜM
-
-
[isim]
Çoğunlukla ayın neden olduğu, yerin dönme ekseninin yaptığı koni hareketindeki dönemsel salınım, nütasyon
-
[isim]
Çoğunlukla ayın neden olduğu, yerin dönme ekseninin yaptığı koni hareketindeki dönemsel salınım, nütasyon
- DÖNÜM
-
-
[isim]
Dönme işi
- "Ne güzel bir fikir dönümünü işaret eden bir heves!" (Reşat Nuri Güntekin)
-
1000 m² 'lik bir alan ölçüsü
- "Demek dişini sıkarsa on sene sonra on beş dönüm tarlası, dört ceviz ağacı olacaktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Tekrarlanan belli bir olayın tamamlanması ve yenisinin başlaması
- "Yıl dönümü. Gün dönümü."
-
Gidip gelme ile yapılan bir işin her seferi
-
Eni boyu kırkar mimar arşını olan alan ölçüsü
-
[isim]
Dönme işi
- TÜRÜM
-
-
[isim]
Varlıkların oluşumu
-
Bütün var olanların Allah'tan, ondan hiçbir şey eksiltmeksizin çıkması
-
[isim]
Varlıkların oluşumu
- ÖLÇÜM
-
-
[isim]
Ölçme işi
-
Ölçülerek elde edilen sonuç
- "Bu alanın ölçümü iki kilometrekaredir."
-
Ölçümleme sonucu, takdir
-
[isim]
Ölçme işi
- BİTÜM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı
-
Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb. kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde madde
-
[isim]
Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı
- GÖZÜM
-
-
gözümün nuru
- "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
- "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)
-
gözümün nuru