Başında ür olan 7 harfli 17 kelime var. Ür ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ür olan kelimeler listesine ya da sonu ür ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ür bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÜRPERTİ

  1. [isim] Ürperme duygusu veya durumu
    • "İncir ağacının altında her zamanki isimsiz ürpertiyle titriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)

ÜRTİKER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kurdeşen

ÜRÜNSÜZ

  1. [sıfat] Ürünü olmayan
  2. Eseri olmayan, esersiz
    • "Neşeli bir olgunluk devrinin ürünsüz geçmesini, oldukça bencil bir davranış saydığımızı da belirtmeliyiz." (Haldun Taner)

ÜRETKEN

  1. [sıfat] Üretme gücü olan, çok üreten

ÜRÜŞMEK

  1. [nsz] Hep birden ürümek

ÜRDÜNLÜ
...
ÜROLOJİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tıbbın idrar yolu hastalıklarını inceleyen dalı, bevliye

ÜRKÜTÜŞ
...
ÜRKÜTME

  1. [isim] Ürkütmek işi

ÜREMSEL

  1. [sıfat] Üremeye ilişkin

ÜRETİCİ

  1. [isim] Üretimle uğraşan kimse, yetiştirici, müstahsil, tüketici karşıtı
    • "Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır." (Anayasa)
  2. [sıfat] Üretim sağlayan

ÜRKÜSÜZ

  1. [sıfat] Ürkü vermeyen

ÜRPERME

  1. [isim] Ürpermek durumu
    • "Bütün vücudunu bir soğuk ürperme aldı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ÜRETMEK

  1. [nsz] Aynı türden canlıları çoğaltmak
    • "Tavuk üretmek."
  2. Ekonomik bir etkinlik sonucu ürün elde etmek
    • "Petrol üretmek. Çimento üretmek."
  3. Oluşturmak, yaratmak, meydana getirmek
    • "Şiir üretmek."

ÜRPERİŞ

  1. [isim] Ürperme işi veya biçimi
    • "Bu çamlığın bütün kokularını, seslerini ve ürperişlerini duydum." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ÜRKEKÇE

  1. [sıfat] Ürkek
  2. [zarf] Ürkek bir biçimde
    • "Önce ürkekçe sokuldular yanımıza, sonra gençlerin bunalımlarını anlattılar." (Tomris Uyar)

ÜRKÜNTÜ

  1. [isim] Ürkme duygusu, tevahhuş
    • "Işıltılı gözlerinde en ufak bir ürküntü yoktu." (Nezihe Araz)
    • "Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ıstırabı zor" (Yahya Kemal Beyatlı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü