Başında ç olan 3 harfli 35 kelime var. Ç harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ç harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ç harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ç bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇEÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tahıl yığını
  2. Tahıl elenen kalbur

ÇÖP

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
    • "Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi." (Peyami Safa)
    • "Dairedeki levazım müdürü çöp atlamazın biridir, diyorlar." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi

ÇAT

  1. [isim] Sert bir şeyin kırılırken çıkardığı ses
    • "Sizin sevgili bir yerde durmaz, çat orada çat burada çat kapı arkasındadır." (Osman Cemal Kaygılı)

ÇOR

  1. [isim] Hastalık
  2. Sığır vebası

ÇAM

  1. [isim] Çamgillerin örnek bitkisi olan, dört mevsim yeşil kalabilen, iğne yapraklı, yurdumuzda birçok türü yetişen bir orman ağacı (Pinus)
    • "Bu hoppa oğlan, karısına ne diller dökecek, ne potlar kıracak, ne çamlar devirecekti." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

ÇEK

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge

ÇİT

  1. [isim] Bağ, bahçe, bostan vb. yerlerin çevresine çalı, kamış, ağaç dalı gibi şeylerden çekilen duvar türü, çeper, barı
    • "Çitten her akşam yaptığım gibi mektepten kalmış bir spor aşkı ile atladım." (Sait Faik Abasıyanık)

ÇAP

  1. [isim] Cisimlerin genişliği, kutur
    • "Tüfeklerin çaplarını sorsanız cevabını veremezler." (Ömer Seyfettin)
  2. Büyüklük
  3. Ölçü, ölçek
    • "Bütün bu çabalar da Alman edebiyatını dünya çapında bir güce kavuşturmaya yetmiyor." (Haldun Taner)
  4. Yapının veya arsanın boyutlarını ve sınırlarını gösteren harita
  5. Bilgi, deneyim ve yeteneklerin tümü
    • "Her şeyde olduğu gibi politikada da bu büyük rolü insanın kendi çapı oynar." (Haldun Taner)
  6. Uç noktaları dairenin çevresi üzerinde bulunan ve çemberin merkezinden geçen doğru parçası

ÇÜŞ

  1. [ünlem] Yürüyen eşeği durdurmak için söylenen söz
  2. Yakışıksız bir davranış karşısında söylenen kaba bir söz

ÇİP

  1. [isim] Yonga
    • "Bilgisayar çipi."

ÇAR

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Rus imparatorlarına ve Bulgar krallarına verilen unvan

ÇİĞ

  1. [sıfat] Pişmemiş veya az pişmiş
    • "Onların da belki merhume ve öksüzler hakkında söylenilecek bir fikirleri olurdu. Fakat şimdilik ne deseler çiğ düşecekti." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Onun o sözü pek çiğ kaçtı."
  2. Gözü rahatsız eden, göze batan (renk, ışık)
    • "Koca Mustafapaşa'daki berber Selim'in aynası karşısında çiğ renkleri buna benzeyen çok süslü bir resim asılıydı." (Refik Halit Karay)
  3. Yersiz ve yakışıksız
    • "Bu, benim gibi yaşını başını almış bir adam tarafından pek çiğ bir hareket olurdu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Yaşının gerektirdiği görgüye ve olgunluğa erişmiş olmayan (kimse)
    • "Fakat Cemal Paşa, çiğ bir politikacı değildi." (Falih Rıfkı Atay)

ÇAV

  1. [isim] Ses, ün, haber

ÇIĞ

  1. [isim] Dağın bir noktasından kopup yuvarlanan ve yuvarlandıkça büyüyen kar kümesi
  2. Bölme veya paravana

ÇİL

  1. [isim] Orman tavuğugillerden, eti için avlanan, ormanlarda yaşayan bir kuş, dağ tavuğu (Tetrastes bonasia)
    • "Çocuklar çil yavrusu gibi dağıldılar, biz de baştaki boş çadıra gittik." (Osman Cemal Kaygılı)

ÇUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma
    • "Geceleri Ali, bir çula bürünerek yatıyordu." (Ömer Seyfettin)
    • "Muharrem, çulu epey düzmüş vaziyetteydi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Kıldan veya yünden yapılmış hayvan örtüsü
    • "Ata çul örtmek."
    • "Aranızdan ayrılalı bir ay var mı? Belki yok bile. Çulu derhâl düzelttim." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Giyim, giysi

ÇAY

  1. [isim] Çaygillerden, nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık (Thea chinensis)
  2. Bu ağaççığın özel işlemlerle kurutulan yaprağı
  3. Bu yaprağın demlenmesiyle elde edilen güzel kokulu ve sarımtırak kırmızı renkli içecek
    • "O esnada bana sadece bir büyük bardak çay getirdiler." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Çeşitli bitkilerin yaprak veya çiçeklerinin demlenmesiyle elde edilen bir tür içecek
  5. Konukların içecek ve börek, pasta vb. yiyeceklerle ağırlandığı toplantı
    • "Sana bir şey söyleyeyim mi, artık çay davetlerinden bıktım." (Peyami Safa)
  6. Müzikli toplantı
    • "Gittiği zengin arkadaşlarının çayından allak bullak gelir." (Haldun Taner)

ÇÖZ

  1. [isim] Bumbar, bağırsak
  2. Bumbarın yağı

ÇİN
...
ÇÖL

  1. [isim] Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
    • "Koskoca çölü, yapı ve bahçelerle donattık." (Falih Rıfkı Atay)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü