Sonunda ze olan 4 harfli 13 kelime var. ZE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ze olan kelimeler listesine ya da başında ze olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TAZE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bozulmamış, bayatlamamış olan
    • "Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Çamur, taze ot görmüş eşek gibi pis pis sırıtmış bunun üzerine." (Haldun Taner)
  2. Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
    • "Yüzü taze, taravetli ve güzeldi." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
    • "Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Yeni, zamanı geçmemiş
    • "Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü." (Halikarnas Balıkçısı)
  5. [isim] Genç kadın
    • "Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor." (Ömer Seyfettin)

RİZE
...
MEZE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçki içilirken yenilen yiyecek
    • "Salatayı, peyniri yenilediler. Bu kadar mezenin yenilip bu kadar içkinin içilmesi gene de bir saat sürmedi." (Necati Cumalı)
  2. Eğlence, alay

DİZE

  1. [isim] Şiirin satırlarından her biri, mısra
    • "İkinci dizenin sonunda, 'gözlerinin renginden'i okurken, Belkıs kesti." (Necati Cumalı)

MÜZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı
    • "O devirlere ait yatağanlar, baltalar paslanmamış çelikleriyle müzelerimizdedir." (Orhan Seyfi Orhon)

TÜZE

  1. [isim] Hukuk

ROZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir tür pembe şarap, gül şarabı

REZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Menteşe
    • "Kapının reze tarafına yakın yerinde bir parmak kalınlığında bir çatlak gözüme ilişti." (Peyami Safa)
  2. Kapıyı içeriden ve dışarıdan açıp kapamaya yarayan ve başparmakla basılarak işletilen düzen
    • "Gece yağan yağmurdan rezeler şişmiş mi şişmiştir." (Salâh Birsel)

DÜZE

  1. [isim] Doz

GÖZE

  1. [isim] Hücre
  2. Su kaynağı

BEZE

  1. [isim] Yara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik, gudde

VİZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı resmî kâğıtlara "görülmüştür" anlamında konulan işaret ve bu işareti koyma işi
  2. Ara sınav
  3. Bir ülkeye girmek veya bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin
    • "İçeriye girmen için vize mi bekliyorsun? İngiliz validenden izin mi gelecek?" (Refik Halit Karay)

FÜZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yanıcı ve bir yakıcı maddenin sürekli olarak yanmasından doğan itiş gücü ile hareket eden düzenek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü