Başında yo olan 6 harfli 25 kelime var. Yo ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde yo olan kelimeler listesine ya da sonu yo ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında yo bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

O Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

OY, YO

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YONTUK

  1. [isim] Yontulmuş yer
  2. Yontulmuş parça
    • "Yontukları süpürüp atın."
  3. [sıfat] Yontulmuş olan
    • "Yontuk kalem."

YOKSUN

  1. [sıfat] Belli bir şeyden kendisinde olmayan, belli bir şeyin yokluğunu çeken, mahrum
    • "Ahmet Kerim'i epeyce tatlı bir zevkten yoksun kılan bu söz, Samim'e irade dışı bir âcizlik gibi gelir ve onu gülmeden katıltırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kadın konularında sağduyudan hayli yoksun oluşu kalıtımsaldı." (Refik Erduran)

YOKLUK

  1. [isim] Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet, varlık karşıtı
    • "Bin bu derde, yokluğa ve tehlikeye rağmen, gönül avlayan bir Bursa baharı idi." (Tarık Buğra)
  2. Fakirlik, yoksulluk
    • "Doksan yaşına kadar yaşamış, yokluk yüzü görmemiş..." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Hiçlik

YORGAN

  1. [isim] Yatakta örtünmeye yarayan, içi pamuk, yün vb. şeylerle doldurularak dikilmiş geniş örtü
    • "Yatağının içinde, yorganı omzuna almış, bağdaş kurmuş, oturuyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "Aksi gibi çamaşırcının ihtiyar kocası o akşam birdenbire hastalanmış, kim bilir kaç derece ile yorgan döşek yatmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)

YONGAR

  1. [isim] Üç teli olan bağlama

YOMSUZ

  1. [sıfat] Uğursuz

YOLLUK

  1. [isim] Yolculuk sırasında yenmek üzere hazırlanan yiyecek, yol azığı
  2. Yolcuya verilen armağan
  3. Koridorlara serilen, dar ve uzun halı, yol halısı
  4. Yol masrafı olarak ödenen para, harcırah
    • "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek ve yollukları kanunla düzenlenir." (Anayasa)

YOZLUK

  1. [isim] Yoz olma durumu, tereddi

YOLDAŞ

  1. [isim] Yol arkadaşı
  2. Arkadaş, dost
    • "Bizim kadın kimsesizdir, bir can yoldaşı yok." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Ortak bir görüşü benimseyenlerden her biri

YOLBUL
...
YORTMA

  1. [isim] Yortmak işi veya durumu

YORDAM

  1. [isim] Yatkınlık, alışkanlık, yeti, meleke
  2. Kılavuz, yardımcı
  3. Çalım
  4. Çeviklik, çabukluk

YOĞRUM

  1. [isim] Yoğurma işi

YOLSUZ

  1. [sıfat] Yolu olmayan
    • "Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yavaş giden (taşıt)
    • "Bu gemi yolsuzdur."
  3. Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız
    • "Kaymakamın yolsuz icraatı, hususi hayatı hep burada konuşulur, kasabanın olup biten işleri hep burada öğrenilirdi." (Refik Halit Karay)
  4. Törelere, toplumun görüşüne aykırı davranan
    • "Babam böyle yolsuz bir adam olsaydı anam ne yapardı." (Memduh Şevket Esendal)

YOLMAK

  1. [-i] Bitki, tüy vb.ni çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak
    • "Yoluyor mu, ne yapıyor bilmem, pişik suratlı olmuş." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Dolandırarak, hile ile birinin parasını almak
    • "Adamcağızı iyice yoldular."

YORGUN

  1. [sıfat] Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan
    • "Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş." (Bekir Sıtkı Erdoğan)
    • "Ben de uykusuzluktan yorgun düşmek üzereyim, yatacağım." (Refik Halit Karay)

YORUCU

  1. [sıfat] Yorgunluğa yol açan
    • "Yalnızken kendini dinleyiş kadar yorucu ne vardır?" (Refik Halit Karay)

YOĞURT

  1. [isim] Maya katılarak koyulaştırılmış beyaz, kıvamlı bir süt ürünü
    • "Köylüler gelirdi bakraçlarıyla pazara yoğurt satmaya." (Sait Faik Abasıyanık)

YOZGAT
...
YOKSUL

  1. [sıfat] Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksuz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı
    • "Onu ... zavallı, yoksul çevresinde bırakıp gidebileceğini hiç düşünmüyordu." (Halide Edip Adıvar)
  2. İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz
    • "Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü