Başında ye olan 5 harfli 45 kelime var. Ye ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ye olan kelimeler listesine ya da sonu ye ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ye bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EY, YE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YELEK

  1. [isim] Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
    • "Sağ elini yelek cebine attı." (Ömer Seyfettin)
  2. Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy
    • "Ok yeleği."
  3. Kuş kanadının büyük tüyü, telek

YETER

  1. [sıfat] İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi
    • "Salonu yeter derecede dolmuş bulursa başlardı ıslıklar, tepinmeler." (Tarık Buğra)
  2. ünl. “Kâfi, yetişir, yeterli” anlamlarında bir söz

YETKİ

  1. [isim] Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet
    • "Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti." (Tarık Buğra)
    • "Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis araştırması ... yollarıyla denetleme yetkisini kullanır." (Anayasa)
    • "İdam hükümlerini doğrudan doğruya yerine getirme yetkisini vermiştir." (Falih Rıfkı Atay)

YEZİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nefret edilen kimseler için kullanılan bir söz
    • "Kolay canı çıkar mı o yezidin?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [sıfat] Hilekâr, sahtekâr

YEMİŞ

  1. [isim] Bitkilerde, döllenme sonunda çiçeği meyve yapraklarından oluşan ve tohumu taşıyan organ, meyve
    • "Ben biraz zeytin, biraz salata, biraz patates, biraz da yemişle doyarım." (Burhan Felek)
  2. İncir

YEKÜN
...
YEMEN
...
YEĞNİ

  1. [sıfat] Ağır olmayan, hafif
  2. Ciddi olmayan

YEMİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ant
    • "Kendi kendime yemin ediyorum ki burası hiçbir zaman meskûn değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Her akşam, beş paralık alışveriş etmedim, diye yemini basar." (Halide Edip Adıvar)

YETİK

  1. [sıfat] Yetişmiş, erişmiş, büyümüş
  2. Bilgili, olgun
    • "Açarım bu işi. Ben açamam da aklı yetik bir komşuya açtırırım." (Abbas Sayar )

YEŞİL

  1. [isim] Sarı ile mavinin karışmasından ortaya çıkan, bitki yapraklarının çoğunda görülen renk
    • "Memleket isterim / Gök mavi, dal yeşil / Tarla sarı olsun / Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun." (Cahit Sıtkı Tarancı)
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Önümüzde yeşil yamaçlar görününce biraz keyiflendik." (Halide Edip Adıvar)
  3. [sıfat] Kurumamış, taze (sebze), kuru karşıtı
    • "Yeşilfasulye."
  4. [sıfat] Olmamış, ham (meyve)
    • "Yeşil kayısı."

YEYGİ

  1. [isim] Hayvanlar için saklanan kışlık yiyecek, yem
    • "Akşama doğru Gökbel'den kurtulmuşlardı ama yeygi işleri yine ters gitti." (Halikarnas Balıkçısı)

YELEÇ

  1. [sıfat] Havadar

YEĞEN

  1. [isim] Birine göre, kardeş, amca, hala, dayı veya teyzenin çocuğu
    • "Ama yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur." (Tarık Buğra)
  2. Tüylü dişi deve ile tek hörgüçlü erkek devenin geriye melezlenmesiyle elde edilen bir deve türü

YEGAH
...
YENGİ

  1. [isim] Yenme işi, utku, zafer, galibiyet, galebe

YETİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Babası ölmüş olan (çocuk), babasız
    • "Açlarla, yetimlerle uğraşır ve ... biraz nüfuzu varsa yalnız onlar için kullanırdı." (Falih Rıfkı Atay)

YEMEK

  1. [isim] Yemek yeme, karın doyurma işi
    • "Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni." (Necati Cumalı)
    • "Yemek yerken içtiğim iki şişe su, bir ter seli hâlinde ensemden boynuma doğru akıyordu." (Erhan Bener)
  2. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam
  3. Günün belli saatlerinde yenilen besin
    • "Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez." (Haldun Taner)
  4. Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
    • "Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu." (Falih Rıfkı Atay)

YEDİZ

  1. [sıfat] Yedisi bir arada doğan (çocuk)

YETKE

  1. [isim] Otorite
    • "Saçmalama özgürlüğüme hiç kimsenin, hiçbir yetkenin karışamayacağına sevindim." (Tomris Uyar)
  2. Yeterliğine herkesi inandırarak bir kimsenin kendisine sağladığı itaat ve güven, otorite, sulta, velayet

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü