Yalın Ayak Başı Kabak

  1. ayağı ve başı çıplak
    • "Yalın ayak çocuklar bir kasırgaya tutulmuş gibi tozu dumana katarak koşuşuyorlardı."
    • "Bir toprak yolda köylüler yürüyor, yalın ayak, başı kabak çocuklar görüyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. çok perişan bir kılıkta
    • "Sonra kalktım, yalın ayak, örtüsüz tahta masaya gittim." (Halide Edip Adıvar)
    • "İçinde yaz kış, bir don bir gömlekle yalın ayak, başı kabak bir adam oturur." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Kelime Anlamı Kaynağı : Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlüğü

Şunlara da göz atmak isteyebilirsiniz: