Sonunda u olan 5 harfli 127 kelime var. U harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da başında u harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PULLU
-
-
[sıfat]
Üzerine pul yapıştırılmış
- "Pullu dilekçe."
-
Üzerine pul işlenmiş
- "Pullu gece elbisesi."
-
Pulu olan
- "Pullu cıvata. Pullu balık."
-
[sıfat]
Üzerine pul yapıştırılmış
- YABGU
-
-
[isim]
Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kağandan sonra gelen en üst düzeydeki yöneticinin unvanı
-
[isim]
Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kağandan sonra gelen en üst düzeydeki yöneticinin unvanı
- MECMU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir araya getirilmiş, toplanmış, bütün, hep
-
[isim]
Toplam
-
[sıfat]
Bir araya getirilmiş, toplanmış, bütün, hep
- TOPLU
-
-
[sıfat]
Topu olan
- "Toplu tabanca."
-
Hepsi bir arada bulunan, toplanmış
- "Yol, toplu yaşamanın doğurduğu bir gereksinmeyi karşılamak için yapılır." (Necati Cumalı)
-
Birlikte yapılan, kombine
-
Düzenlenmiş, dağınık olmayan
- "Toplu bir oda."
-
Topunu, tamamını, bütününü içine alan
- "Toplu bir bakış."
-
Vücutça dolgun
-
[sıfat]
Topu olan
- YAVRU
-
-
[isim]
Yeni doğmuş hayvan veya insan
- "Kedi yavrusu. Kuş yavrusu."
- "Yavrum, bir yerin mi acıyor?"
-
Çocuk, evlat
- "O zaman gördü ki küçük çocuk, memleketlisi minimini yavru ağlıyor." (Refik Halit Karay)
-
Bir şeyin küçüğü
- "Ev, bodrumu, tavan arası ve iki katıyla tam bir konak yavrusudur." (Tarık Buğra)
-
Güzel, alımlı genç kız
-
[isim]
Yeni doğmuş hayvan veya insan
- MEVDU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Emanet edilmiş, verilmiş, bırakılmış
-
[sıfat]
Emanet edilmiş, verilmiş, bırakılmış
- VURGU
-
-
[isim]
Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan
-
[isim]
Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan
- NAMLU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça
-
Kasatura, kılıç, meç, bıçak vb. kesici silahların uzun ve keskin bölümü
-
[isim]
Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça
- ÇULCU
-
-
[isim]
Çul işleriyle uğraşan kimse
-
Gerekli gereksiz giyecek alan kimse
-
[isim]
Çul işleriyle uğraşan kimse
- KURGU
-
-
[isim]
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
-
Zembereğin kurulmuş olma durumu
- "Saatin kurgusu bitmiş."
-
Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj
- "Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı."
-
Bir işe hazırlamak için yapılan telkin
- "Bankacılardan birkaçının kurgularıyla Belediye başkanlığına adaylığını koymuştu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çatı
-
Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon
-
Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj
-
[isim]
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
- PUSLU
-
-
[sıfat]
Puslanmış, pusarık, hafif sisli
- "Bu soğukta gök puslu, yerler beyaz." (Haldun Taner)
-
Üzerinde pus bulunan
-
[sıfat]
Puslanmış, pusarık, hafif sisli
- DOYGU
-
-
[isim]
Yaşamayı sağlayacak besin, rızık
-
[isim]
Yaşamayı sağlayacak besin, rızık
- DURGU
-
-
[isim]
Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte
-
Bir müzik eserinde, bitiş etkisi yapan armonik zincirlemeler bütünü
-
[isim]
Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte
- TURŞU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tuzlu suda, sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze veya meyve
- "Bütün gün çocukların peşinde koşmaktan turşusu çıkmış ihtiyar lalanın karanlık bir köşede horladığı işitiliyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bir kısmetin çıkar çıkmaz seni vereceğiz. Turşunu kuracak değiliz ya!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Pazartesi günleri üst üste iki dersi olduğundan salıları turşuya dönüyordu." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bitkin, yorgun
- "Portakalların turşusu çıkmış."
-
[isim]
Tuzlu suda, sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze veya meyve
- HUYLU
-
-
[sıfat]
Herhangi bir huyu olan
- "Oğlum benden daha iyi huylu, daha ciddi olsun." (Refik Halit Karay)
-
İşkilli, kuşkulu
-
Ürkek, sinirli (binek hayvanı)
- "Bu at huyludur."
-
[sıfat]
Herhangi bir huyu olan
- KUŞÇU
-
-
[isim]
Süs kuşları yetiştirip satan kimse
- "Kendimi tanımaya ve etrafımdakileri seçmeye başladığım zaman bir kuşçu dükkânında bulunuyordum." (Refik Halit Karay)
-
Saraylarda şahin, doğan vb. avcı kuşların bakımıyla görevli kimse
-
Suç işleyen saray hasekilerini cezalandırmak ve yola getirmekle görevli haseki subayı
-
[isim]
Süs kuşları yetiştirip satan kimse
- TUZLU
-
-
[sıfat]
Tuzu olan
- "Dudaklarımda Boğaz havasının tuzlu lezzetiyle uyandım." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Bu eğlenti bize biraz tuzluya mal oldu." (Ercüment Ekrem Talu)
- "... kendisine tuzluya patlamıştı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Yapılışında tuz bulunan, tuzu çok olan
- "Bu yemek tuzlu olmuş."
-
Çok pahalı
-
[sıfat]
Tuzu olan
- MUŞLU
- ...
- BAMBU
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Buğdaygillerden, sıcak ülkelerde yetişen, boyu 25 m kadar olabilen, mobilya, merdiven, baston vb. birçok eşyanın yapımında kullanılan bir tür kamış, Hint kamışı, hezaren (II) (Bambusa vulgaris)
- "İlle oturacak: Ya kameriyelerdeki bambu kamışından koltuklarda ya oyun masasında." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Bu kamıştan yapılmış olan
-
[isim]
Buğdaygillerden, sıcak ülkelerde yetişen, boyu 25 m kadar olabilen, mobilya, merdiven, baston vb. birçok eşyanın yapımında kullanılan bir tür kamış, Hint kamışı, hezaren (II) (Bambusa vulgaris)
- MUTLU
-
-
[sıfat]
Mutluluğa erişmiş olan, ongun, mesut, bahtiyar
- "Bu yüz neşeli değil, taşkın denecek kadar mutlu idi." (Tarık Buğra)
-
Mutluluk veren
- "Mutlu bir olay."
-
[sıfat]
Mutluluğa erişmiş olan, ongun, mesut, bahtiyar