Başında u olan 4 harfli 71 kelime var. U harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında u bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ULAM

  1. [isim] Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü, makule, zümre, grup, kategori
    • "İnsan üstüne düşünenlerin hepsi, her iki ulamda da yetkinliğe az rastlandığı görüşünde birleşirler." (Azra Erhat)
  2. Nesnel gerçekliğin ve bilginin en genel ve temel özelliklerini, ilişkilerini yansıtan temel kavramların her biri, nicelik, nitelik, bağıntı, makule, kategori

UFAK

  1. [sıfat] Boyutları normalden küçük
    • "Ufak ev."
  2. Yaşça daha küçük olan
    • "İki ufak çocuk konuşarak Fener'e doğru gidiyor." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Makam, derece bakımından geri olan
    • "Ufak bir memuriyet de olsa olurdu." (Orhan Kemal)
  4. Önemsiz, çok az
    • "Ufak bir ameliyatla yüzük kesilip alındı." (Reşat Nuri Güntekin)

UMUT

  1. [isim] Ummaktan doğan güven duygusu, ümit
    • "Bu umudum, şimdi yavaş yavaş ölüyor." (Halide Edip Adıvar)
    • "Aradan dört beş yıl geçince bir yerden de haber gelmeyince sağlığından umutlarını kesmişler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "... onun bu sözleri de umutlarımı biraz daha kırdı ama susmak istemedim." (Atilla İlhan)
  2. Bu duyguyu veren kimse veya şey
    • "Bir tek umut, bir avuç askerde ve Mustafa Kemal denen bir isimdedir." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Senden umutlarını kesmişler, sağ olsun da zararı yok, yazmasın diyorlar." (Sait Faik Abasıyanık)

URFA
...
UYUM

  1. [isim] Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk, entegrasyon
    • "Gerçekten de sonsuz bir sessizlik, bir uyum, bir şiir sarmıştı ortalığı." (Nezihe Araz)
  2. Bir cismin görüntüsünü tam ağ tabaka üzerine düşürebilmek için göz merceğinin dışbükeylik derecesini çoğaltıp azaltması olayı, mutabakat

UZVİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Organik

UZAY

  1. [isim] Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk, feza, mekân
  2. Bütün gök cisimlerinin içinde bulunduğu sınırsız boşluk

UMUŞ
...
UNSU
...
UYMA

  1. [isim] Uymak işi, intibak, riayet, tebaiyet, tevafuk
    • "Bu karşılaştıklarına uyma yeteneği, en çok kocasıyla ilişkilerinde görünüyordu." (Necati Cumalı)

UYDU

  1. [isim] Bir gezegenin çekiminde bulunarak onun çevresinde dolanan daha küçük gezegen, peyk
    • "Ay, yerin uydusudur."
  2. Türlü amaçlarla yerden fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek yer çevresinde dolanan araç
  3. [sıfat] İşlerini ve davranışlarını daha güçlü birinin isteğine uyduran (devlet, kurum, kişi)

UĞRA

  1. [isim] Yufka açılırken hamurun tahtaya yapışmaması için serpilen kalın un

USTA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse
    • "Sırtında koyu lacivert, usta elinden çıkmış bir kostüm." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Zanaat öğreticisi
  3. Zanaatçılar için unvan
    • "Üzeyir usta yoldan geçmeyeceğimizi söyledi." (Refik Halit Karay)
  4. [sıfat] Eli uz, işinin eri, becerikli, mahir
    • "Bunların hepsi de çok güzel sesli ve oyunun en ustaları arasından seçildi." (Tarık Buğra)
  5. Osmanlı İmparatorluğu'nda saraydaki cariye ve hizmetlilerin kıdemlisi
  6. Akıl veren veya öğreten kimse
    • "Kız sana bir hâl olmuş, kim senin ustan?" (Refik Halit Karay)

USUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kökler, asıllar
  2. Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri

UTKU

  1. [isim] Zafer

UĞUR

  1. [isim] Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı
    • "Onlar da uğurlar dilediler, aralarında konuşmaya başladılar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Emeti ile evlenmek, Satılmış'a uğur getirmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Bu nitelikte olduğuna inanılan şey
  3. Meymenet, kadem
  4. Talih, şans

UKDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düğüm, yumru
  2. İçe dert olan şey
    • "Geceleri bilhassa yatsı namazından sonra seccadede oturmuş, çocuk dilimle, içimde ukde olan meseleler hakkında Allah'la konuşur dururdum." (Halide Edip Adıvar)

UMUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bütün, tüm, kamu
    • "Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi." (Falih Rıfkı Atay)
  2. [zamir] Herkes, halk, ahali
    • "Üçü de kısa bir boyun kırışıyla umumu selamladılar." (Peyami Safa)

URUP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arşının sekizde biri uzunluğundaki ölçü

ULAH
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü