Başında ta olan 6 harfli 150 kelime var. Ta ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ta bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TABAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Katman
- "Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor."
-
Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt
-
Derece
-
Katman
- "Bu insan nehrinin en aşağı tabakası, ipsiz takımıdır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Katman
- TAHNİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bozulmaması için ölüyü ilaçlama
-
[isim]
Bozulmaması için ölüyü ilaçlama
- TAKVİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zamanı yıllara, aylara ve günlere ayıran yöntem
-
Bir yılın günlerini, aylarını, sayılı günlerini gösteren, değişik biçimlerde yapılmış çizelge veya defter
- "Takvimi iki gündür koparmadım." (Atilla İlhan)
-
Yapılacak bir işin türlü evrelerini zamana bağlı olarak gösteren program
-
[isim]
Zamanı yıllara, aylara ve günlere ayıran yöntem
- TATMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
-
Cinsel isteklerini giderme
-
Doygunluk
- "Yalan söyleme ihtiyacını tatmin etmiş hâlde sustu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
- TAMBUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinin başlıca çalgılarından biri olan, yay veya mızrapla çalınan, uzun saplı, telli çalgı
- "... eczacı İhsan Bey'in tamburundan ağır tınlamalı birtakım sesler geliyordu." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Klasik Türk müziğinin başlıca çalgılarından biri olan, yay veya mızrapla çalınan, uzun saplı, telli çalgı
- TAKSİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir borcun belli zamanlarda ödenmesi gerekli olan parçalarından her biri
- "Sen nasıl olsa memursun, taksitle her şeyi alabilirsin." (Çetin Altan)
-
[isim]
Bir borcun belli zamanlarda ödenmesi gerekli olan parçalarından her biri
- TARTIL
-
-
[sıfat]
Tartıya dayanan
- "Tartıl çözümleme."
-
[sıfat]
Tartıya dayanan
- TANDIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yere çukur kazılarak yapılan bir tür fırın
-
Bazı yerlerde, kışın ayakları ısıtmak amacıyla alçak bir masanın altına mangal konulup üstüne yorgan örtülerek yapılan düzen
-
[isim]
Yere çukur kazılarak yapılan bir tür fırın
- TARPAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atgillerden, soyu tükenmiş olan, küçük, çevik bir yaban atı (Equus gmelini)
-
[isim]
Atgillerden, soyu tükenmiş olan, küçük, çevik bir yaban atı (Equus gmelini)
- TAFLAN
-
-
[isim]
Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus)
-
[isim]
Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus)
- TAHRİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazma, kitabet, kompozisyon
-
[isim]
Yazma, kitabet, kompozisyon
- TAKLİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Döndürme, çevirme
-
Bir şeyin biçim ve kalıbını değiştirme
-
[isim]
Döndürme, çevirme
- TABLET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde
- "İlaç tableti. Nane şekeri tableti."
-
Eski medeniyetlerden kalma, pişmiş veya güneşte kurutulmuş kilden yapılmış, üzerinde çivi yazısı ile metin yazılı belge
-
[isim]
Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde
- TASRİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açık söyleme, belirtme
- "Bunların hudutlarını iyi tasrih edememekle beraber ... eniştemizin kanaatlerine de sirayet etmiş olduğu görülüyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Açık söyleme, belirtme
- TANKÇI
-
-
[isim]
Tank kullanan veya tankla birlikte savaşan asker
-
[isim]
Tank kullanan veya tankla birlikte savaşan asker
- TAYLAK
-
-
[isim]
At veya deve yavrusu
-
[isim]
At veya deve yavrusu
- TAMLIK
-
-
[isim]
Eksik olmama durumu
-
Olgunluk
- "... binbir çeşit meziyet, fazilet, tamlık ve kemal..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Eksik olmama durumu
- TAVSIZ
-
-
[sıfat]
Tavlanmamış, tav verilmemiş
-
[sıfat]
Tavlanmamış, tav verilmemiş
- TAKDİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kutsal sayma, kutsama
- "Kemerlerindeki kurşunların her birisini ayrı ayrı takdis ettim." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kutsal sayma, kutsama
- TAŞSIZ
-
-
[sıfat]
Taşı olmayan
-
[sıfat]
Taşı olmayan