Başında ra olan 8 harfli 25 kelime var. Ra ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ra olan kelimeler listesine ya da sonu ra ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ra bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- RANDIMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Verim
- "Orada evin randımanı artıyorsa burada da kulübün randımanı artacak." (Mustafa Necati Sepetçioğlu)
-
[isim]
Verim
- RAPTETME
-
-
[isim]
Raptetmek işi
-
[isim]
Raptetmek işi
- RAPORTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sözcü
-
[isim]
Sözcü
- RAPPADAK
-
-
[zarf]
Ansızın
-
[zarf]
Ansızın
- RADYOEVİ
-
-
[isim]
Radyo yayınlarının gerçekleştirildiği yapı
-
[isim]
Radyo yayınlarının gerçekleştirildiği yapı
- RADYOLOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Işın bilimci
-
[isim]
Işın bilimci
- RAHİPLİK
-
-
[isim]
Rahip olma durumu
-
Rahibin görevi
-
[isim]
Rahip olma durumu
- RAHATLIK
-
-
[isim]
Üzüntüsü, sıkıntısı, tedirginliği olmama durumu, rahat
- "Nilgün'ü sükûna kavuşmuş görmenin rahatlığı içindeyim." (Refik Halit Karay)
-
Yorgunluk veya sıkıntı vermeme durumu
- "Başkalarının rahatlık saydığı işlerde sıkıldım, sinir kesildim." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Üzüntüsü, sıkıntısı, tedirginliği olmama durumu, rahat
- RABITALI
-
-
[sıfat]
Düzgün, düzenli
- "Acaba Gecik'te rabıtalı bir ev bulmak kabil mi?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Sözünü bilen, tutarlı, ağırbaşlı
- "Gönül isterdi ki herkes akıllı ve rabıtalı olsun." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bağlantılı
-
[sıfat]
Düzgün, düzenli
- RAPORSUZ
-
-
[sıfat]
Raporu olmayan
-
[sıfat]
Raporu olmayan
- RASTLAMA
-
-
[isim]
Rastlamak işi
-
[isim]
Rastlamak işi
- RAHATSIZ
-
-
[sıfat]
Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz
- "Geceleyin aptalca tık tıklarıyla insanı rahatsız eden bir masa saati imiş." (Refik Halit Karay)
- "O rahatsız olunca ben de inadına bakmaya başladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Rahat kullanılmayan, sıkıntı, tedirginlik veren
- "Bu sandalye pek rahatsız."
-
Hasta, keyifsiz
-
[sıfat]
Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz
- RAŞİTİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özellikle süt çocuklarında D vitamini eksikliği ile kalsiyum, fosfor eksikliğinden veya dengesizliğinden ileri gelen, biçim bozukluğuna sebep olan kemik hastalığı
-
[isim]
Özellikle süt çocuklarında D vitamini eksikliği ile kalsiyum, fosfor eksikliğinden veya dengesizliğinden ileri gelen, biçim bozukluğuna sebep olan kemik hastalığı
- RADYATÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hava, su veya buharı ısıtmak veya soğutmak suretiyle meydana gelen sıcaklığı veya soğukluğu yayan, böylece ısıtma ve soğutmada kullanılan cihaz
- "Radyatörün üzerine bırakılmış küçük kutudaki su kaynıyor, kutu tıkırdıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bağlı bulunduğu motordaki ısı derecesinin yükselmesini önleyen soğutucu
- "Radyatörün suyunu tazeledikten sonra virajlı yokuşu tırmanmaya başladı." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Hava, su veya buharı ısıtmak veya soğutmak suretiyle meydana gelen sıcaklığı veya soğukluğu yayan, böylece ısıtma ve soğutmada kullanılan cihaz
- RAKİPSİZ
-
-
[sıfat]
Daha üstünü, daha iyisi bulunamayan (kimse veya şey)
- "Bunlar mizah edebiyatımızın hâlâ rakipsiz romanlarıdır." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Daha üstünü, daha iyisi bulunamayan (kimse veya şey)
- RAKAMSIZ
-
-
[sıfat]
Rakamı olmayan
-
[sıfat]
Rakamı olmayan
- RAFİNERİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şeker, petrol vb. maddelerin arıtıldığı yer, arıtımevi, tasfiyehane
-
[isim]
Şeker, petrol vb. maddelerin arıtıldığı yer, arıtımevi, tasfiyehane
- RASTGELE
-
-
[sıfat]
Gelişigüzel
- "Maazallah, birimize, kitaptan rastgele bir şey soracak olsa yandığımız gündü." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Seçmeden, iyisini kötüsünü ayırmadan, gelişigüzel, lalettayin
-
[sıfat]
Gelişigüzel
- RAKKASLI
-
-
[sıfat]
Sarkacı olan
- "Evlerin başka odalarında duvara asılmış rakkaslı ve rakamları alaturka bir çalar saat işler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Sarkacı olan
- RASTIKLI
-
-
[sıfat]
Rastık sürülmüş olan (kaş veya saç)
- "Kaşları rastıklı taze, tatlı bir gözle şimdi kendilerine yaklaşmış askeri süzdü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Rastık sürülmüş olan (kaş veya saç)