Sonunda r olan 4 harfli 81 kelime var. R harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde r harfi olan kelimeler listesine ya da başında r harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GETR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk
- "Belinde manevra kayışı, ayaklarında getrler, mahmuzlar, yanında da kasatura." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk
- AŞAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tarım ürünlerinden alınan onda bir oranındaki vergiler
-
Ondalık
-
Ondalık
-
[isim]
Tarım ürünlerinden alınan onda bir oranındaki vergiler
- ÜÇER
-
-
[sıfat]
Üç sayısının üleştirme biçimi, her birine üç, her defasında üçü bir arada olan
-
[sıfat]
Üç sayısının üleştirme biçimi, her birine üç, her defasında üçü bir arada olan
- AYAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu
- "Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi."
-
Saatler için belli bir yere göre kabul edilmiş olan ölçü
- "Memleket saat ayarı."
-
Altın, gümüş vb. madenlerden yapılmış şeylerin saflık derecesi
-
Bir iş veya bir davranışta gereken ölçü
- "Kalorifercinin ayarı yok, ya çok yakıyor veya hiç yakmıyor."
-
Değer, derece
- "Biz, telif eser ayarında bir sanat kıymeti taşıyan tercümelere teşekkür edelim." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu
- STAR
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Sinema, tiyatro veya müzikhol sanatçısı, yıldız
-
[isim]
Sinema, tiyatro veya müzikhol sanatçısı, yıldız
- ONAR
-
-
[sıfat]
On sayının üleştirme sayı sıfatı, her birine on, her defasında onu bir arada
-
[sıfat]
On sayının üleştirme sayı sıfatı, her birine on, her defasında onu bir arada
- STER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yığın durumundaki yakacak odun için kullanılan, bir metreküpe eşit hacim ölçüsü birimi
-
[isim]
Yığın durumundaki yakacak odun için kullanılan, bir metreküpe eşit hacim ölçüsü birimi
- ENİR
-
-
[isim]
Bir tür yaban mersini
-
[isim]
Bir tür yaban mersini
- AZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Paylama
-
[isim]
Paylama
- AJUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Delikli örgü, gözenek
-
[isim]
Delikli örgü, gözenek
- LUTR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Su samuru
-
Su samurundan elde edilen post
-
[sıfat]
Bu posttan yapılmış olan
- "İyi ama kışın arkanda lutr manto vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Su samuru
- ŞİAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik, belgi
- "Bütün o devirlerde topların ve kolların şiarı bu Türk sözüydü: Zorlara dağlar dayanmaz!" (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Hoyratlığı ve zevksizliği şiar edinen bir halkçılık gerçek halkçılık olamaz." (Haldun Taner)
-
Ülkü, düstur
-
[isim]
Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik, belgi
- EFOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çaba, güç
-
[isim]
Çaba, güç
- EYER
-
-
[isim]
Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne
- "Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne
- OLUR
-
-
[sıfat]
Olabilir
- "Bu olur iş mi?"
- "Olur ki kıza bir söz atar, olur ki sarkıntılık ederler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Olur tesadüf değil, dün Büyükada iskelesinde karşı karşıya gelince şaşırakaldım." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Onay, tasdik, yapabilme izni
-
[edat]
“Evet” anlamında bir kabul sözü
- "Gazeteyi okur musun? -Olur."
-
[sıfat]
Olabilir
- ÖŞÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ondalık
-
[isim]
Ondalık
- DAİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne
- "Yarına kadar sarhoşluğu geçer, ben de sarhoş olmadığına dair rapor veririm." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne
- AHAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hattatların kâğıt cilalamak için kullandıkları nişasta ve yumurta akından yapılan özel bir karışım
-
[isim]
Hattatların kâğıt cilalamak için kullandıkları nişasta ve yumurta akından yapılan özel bir karışım
- EMİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buyruk, komut, talimat, ferman
- "Validen sert bir emir aldım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Eczaneye, doğru eczaneye, diye emir verdi." (Haldun Taner)
-
İstek
- "İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bu daireyi büro olarak onun emrine verdiler."
-
Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm
-
[isim]
Buyruk, komut, talimat, ferman
- AMOR
-
-
[isim]
Bir çeşit kumaş
-
[isim]
Bir çeşit kumaş