Başında or olan 7 harfli 19 kelime var. Or ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde or olan kelimeler listesine ya da sonu or ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında or bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ORDUSUZ

  1. [sıfat] Ordusu olmayan
    • "Devlet hem ordusuz hem donanmasız kalıyor." (Abdülhak Şinasi Hisar)

OROJENİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dağ oluşu

ORUÇSUZ

  1. [sıfat] Oruç tutmayan (kimse)

ORGANZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İpek veya keten iplikle dokunmuş, tülbent inceliğinde bir çeşit kolalı kumaş
  2. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış

ORGANİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Organlarla ilgili, uzvi
  2. Bir görevi yerine getirmekle yükümlü kuruluşla ilgili olan
    • "Ne ki organik bütünlüğü ve büyüklüğü kalmamıştı." (Samiha Ayverdi)
  3. Canlı, güçlü (ilişki)
    • "Yaşadığı dünyada gerçekliklerle olan organik bağlantısını tümüyle yitirmiştir." (Selim İleri)

ORDİNAT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bir noktanın uzaydaki yerini belirtmeye yarayan çizgilerden her biri

ORKİNOS

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Ton balığı

ORANSIZ

  1. [sıfat] Kendinde oran bulunmayan, nispetsiz

ORTAKÇA

  1. [zarf] Ortak olarak, ortaklaşa
    • "Yeni konut alışkanlıklarımızda ortakça sokak köpeği beslemek yok." (Aydın Boysan)

ORİGAMİ
...
ORTAKÇI

  1. [isim] Başkasının tarlasında çalışarak veya sürüsüne bakarak belli bir anlaşmaya göre ürününe ortak olan kimse, maraba
    • "Tarlada ortakçısıyla her gün çalışabilen Şaban, Zeyno'nun hâlini acınacak buluyordu." (Halide Edip Adıvar)
  2. Konakçının sindirilmemiş besininden yararlanan konuk

ORTALIK

  1. [isim] Bulunulan yer, çevre
    • "Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme." (Peyami Safa)
    • "Bu akşamki gerçek, ortalık ağarmadan tersine döner." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Ben de ödünç para bulsam hiç düşünmeden alırım. Ortalık elbet düzelir, öderim." (Memduh Şevket Esendal)
    • "O gün ortalık kararırken eve iki sivil memur girmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer
    • "Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı." (Halide Edip Adıvar)
  3. Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf
    • "Ortalıkta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu hâlde, tatlı bir aydınlık vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Soyut anlamda yaşanan ortam
    • "Bu neşe ortalığa sirayet etti." (Peyami Safa)

ORGANEL
...
ORNATMA

  1. [isim] Ornatmak işi, ikame etme
  2. Bir türün yerine onun değişik bir biçiminin geçmesi
  3. Molekülün geri kalan bölümünde değişikliğe yol açmadan bir atom veya bir kök yerine bir başka atom veya kökün geçmesi
  4. Bir cebirsel ifadenin yerine bir başkasını koyma işlemi

ORMANCI

  1. [isim] Ormanı korumakla görevli kimse, orman koruma memuru
  2. Kaba, görgüsüz kimse

ORTANCA

  1. [sıfat] Yaş bakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan
    • "Hayriye Hanım bu evin ortanca kızı, daha kız sanılacak kadar taze görünen güzel bir kadın..." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Büyüklük, irilik bakımından üç nesne arasında sondan veya baştan ikinci gelen

ORDUGAH
...
ORTAKÖY
...
ORDUEVİ

  1. [isim] Kara, deniz ve hava subay ve astsubaylarının buluştukları, sosyal gereksinimlerini karşılayabilecek biçimde yapılmış lokal veya yapı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü