Mahkûm Etmek
-
hüküm giydirmek
- "Müebbet hapse mahkûm bir suçlu."
- "On beş yıl hapse mahkûm ettiler." (Atilla İlhan)
-
kötü bir duruma sürüklemek
- "Ben burada oturmaya mahkûmum."
- "Herkes kadını mahkûm etmeye çalıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
mecbur etmek
- "Fakat mensup olduğu içtimai sınıf, musiki ile hayatını kazanmayı ayıp saydığı için işsizliğe mahkûm olmuştu." (Halide Edip Adıvar)
Sadece harf ve * girmelisiniz.