Başında le olan 6 harfli 19 kelime var. Le ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde le olan kelimeler listesine ya da sonu le ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında le bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EL, LE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LEŞÇİL

  1. Leşle beslenen (hayvan)

LEKELİ

  1. [sıfat] Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan
    • "Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir." (Refik Halit Karay)
  2. Kötü tanınmış, lekelenmiş

LEVENT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Osmanlı donanmasında ve kıyılarında görev yapan asker sınıfı
    • "Kıyıdaki barakadan bizim leventler birer birer çıkıp denize dalarlardı." (Cahit Uçuk)
  2. [sıfat] Uzun
    • "Kuvvetle büyüyen levent kavaklardan başlar; sırasıyla meşe, ayva, köknar ve çamlarla biterdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Boylu boslu, yakışıklı (kimse)

LEGATO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [zarf] Bir parçanın notalarını ara vermeden birbirine bağlayarak (söylemek veya çalmak)

LEŞKER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Asker
    • "Aldı gam leşkeri gönül şehrini." (Dertli)
  2. Ordu

LEYLEK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Leyleksilerden, kışın tropikal Afrika'da yaşayan, siyah telekli, uzun gagalı, uzun bacaklı, büyük, beyaz, göçmen kuş (Ciconia ciconia)
    • "Ona en çok hüzün veren leyleklerin gidişleriydi." (Cahit Uçuk)
    • "Gözlerimi önüme indirmiştim, başım dönüyor, kulaklarım vınlıyordu. Ben, bilhassa ben, leyleğin attığı yavru." (Orhan Kemal)

LEZZET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ağız yoluyla alınan tat
    • "Tekrar odaya dönse bu kaynağın suyunda umduğu lezzeti tekrar bulabilecek miydi?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Uysal hayatımız daima gönlümün de aklımın da en lezzet aldığı meşgalesi." (Refik Halit Karay)
  2. Herhangi bir şey karşısında duyulan zevk, haz
    • "Ona da dinlenmek gibi bir lezzet yetişir." (Ahmet Rasim)

LERZAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Titrek
    • "Uzak fenerler, ateş böcekleri gibi lerzan ve donuk bir ziya neşrediyordu." (Ömer Seyfettin)

LEKTÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Okutman
  2. Yayınevlerinde yayımlanması düşünülen eserleri inceleyerek değerlendiren kimse
    • "Yayınevi on on beş lektörle çalışıp çok daha fazla iş çıkarabiliyor." (Haldun Taner)

LEJANT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir fotoğrafın, haritanın, desenin veya karikatürün özünü anlatan yazı

LEKECİ

  1. [isim] Kuru temizleme yapan, kuru temizleyici
    • "Fahim Bey bütün bunları lekeciye temizletip yine giyermiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)

LEYLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zeytingillerden, yaprakları karşılıklı bir ağaççık (Syringa vulgaris)
  2. Bu ağacın koni durumunda toplanmış, beyaz, eflatun veya pembe renkte, güzel kokulu çiçekleri
    • "Bahar yağmuru ancak mor salkımlarla leylakların açtığı bir memlekette çekilebilir." (Refik Halit Karay)

LEOPAR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Pars

LEHTAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yandaş, taraftar
  2. Senet metninde, senet bedelinin kendisine ödenmesi yazılı olan kişi

LEGORN

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Yumurta verimi yüksek, genellikle beyaz tüylü bir tavuk ırkı
    • "İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar, iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi." (Haldun Taner)

LEVREK

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Levrekgillerden, eti beyaz, üzeri pullu iri bir balık (Labrax labrax)

LEJYON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eski Romalılarda piyade ve süvarinin oluşturduğu askerî birlik
  2. Fransa'da genellikle yabancılardan kurulu, birkaç takımdan oluşan piyade birliği

LEZYON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Doku bozukluğu

LENGER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap
    • "Tenha köyün sokaklarında lengerler içinde balık götüren ateş bacaklı çocuklara baktım." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [sıfat] Bir lengerin alabileceği miktarda olan
    • "Beykoz çayırında iddiaya girip bütün bir kuzuyla bir lenger iç pilavını gövdeye rüyamızda mı indirmiştik." (Atilla İlhan)
  3. Gemi demiri

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü