Sonunda l olan 6 harfli 316 kelime var. L harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde l harfi olan kelimeler listesine ya da başında l harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞEVVAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hicri takvime göre ramazandan sonra gelen ay, bayram ayı
-
[isim]
Hicri takvime göre ramazandan sonra gelen ay, bayram ayı
- KREZOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tolüenden türeyen üç fenol izomerinden biri, lizol
-
[isim]
Tolüenden türeyen üç fenol izomerinden biri, lizol
- SONCUL
-
-
[sıfat]
Son bulma özelliği olan
-
[sıfat]
Son bulma özelliği olan
- TEKMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tamamlama, bitirme
-
[sıfat]
Bütün, tüm
- "O bana Ahmet Midhat Efendi'nin tekmil kitaplarını sattı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Eksiksiz
-
Tekmil haberi
-
[isim]
Tamamlama, bitirme
- SAĞKOL
-
-
[isim]
Birinin çok güvendiği kimse
- "Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim." (Refik Erduran)
-
[isim]
Birinin çok güvendiği kimse
- PÜSTÜL
-
-
[isim]
İrinle dolu kabarcık veya sivilce
-
[isim]
İrinle dolu kabarcık veya sivilce
- ÇENGEL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri ve ucu sivri demir
- "Kız eğilmiş, panjurun kanatlarını çengellerine takıyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri ve ucu sivri demir
- MANGAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Isınmaya, bir şey pişirmeye yarayan, sac, bakır veya pirinçten, türlü biçimlerde üstü açık ayaklı ocak, korluk
- "Masanın solunda küçük bir sac mangal yaz kış sürekli olarak yanardı." (Salâh Birsel)
- "Sen bana iyi baksana, bende mangal gibi yürek var!" (Orhan Kemal)
-
[isim]
Isınmaya, bir şey pişirmeye yarayan, sac, bakır veya pirinçten, türlü biçimlerde üstü açık ayaklı ocak, korluk
- TAHSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Parayı alma, toplama
- "İcra yoluyla tahsile gideriz, o sonra parasını geri alır." (Burhan Felek)
- "Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar." (Burhan Felek)
- "İyi tahsil görmüş gençlerden bir grup meydana getiririz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Öğrenim
- "Oğullarının birini tahsil için İstanbul'a göndermiş, ikisini yanında alıkoymuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Parayı alma, toplama
- FİSKAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Hazineye ilişkin
-
Vergiye ilişkin
-
[sıfat]
Hazineye ilişkin
- TATSAL
-
-
[sıfat]
Tat alma duyusu ile ilgili
-
[sıfat]
Tat alma duyusu ile ilgili
- BENZOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Benzin ve tolüen karışımı bir akaryakıt
-
[isim]
Benzin ve tolüen karışımı bir akaryakıt
- CİNSEL
-
-
[sıfat]
Cinsiyetle ilgili, cinsî, eşeysel, seksüel
-
[sıfat]
Cinsiyetle ilgili, cinsî, eşeysel, seksüel
- MAHMUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yüklü, dolu
- "Telgraf hatları ziyadesiyle mahmul, çektikleri telgrafı babasıyla annesi bakalım alabilecekler mi?" (Atilla İlhan)
- "Asıl şair, dilinin bütün imkânlarını, zenginliklerini bilen, hudutsuz bir sevgi, sonsuz bir hırs ve şehvetle mahmul olan kimsedir." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Yükletilmiş
-
[isim]
Yüklem
-
[sıfat]
Yüklü, dolu
- SÖZSEL
-
-
[sıfat]
Söze ilişkin, sözle ilgili
- "Eski musikimizin sözsel özelliğinde saptadığımız iç anlam yelpazelerine gönül vererek Boğaziçi'ni duyguya getirir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Söze ilişkin, sözle ilgili
- HIMBIL
-
-
[sıfat]
Uyuşuk, tembel
- "Zekâ olmadı mı akıl biraz hımbıl kalıyor." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Uyuşuk, tembel
- KAŞKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyun atkısı, atkı
- "Bir tanesi çenesine yün bir kaşkol bağlamış." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Boyun atkısı, atkı
- TUZCUL
-
-
[sıfat]
Tuzlu toprakları seven (bitki)
-
[sıfat]
Tuzlu toprakları seven (bitki)
- BÜLBÜL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Karatavukgillerden, sesinin güzelliği ile tanınmış olan ötücü kuş (Luscinia megarhynchos)
- "Çocuk dersi bülbül gibi bildiği hâlde, Mükremin Hoca, bir türlü tam numara atmazmış." (Haldun Taner)
- "Kadın bülbül gibi Fransızca konuşuyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Buluştukları zaman da onu bülbül gibi konuşturdu." (Tarık Buğra)
- "Mahkemeye havale edeceğim, orada bülbül gibi söylersin." (Ömer Seyfettin)
-
Sesi çok güzel olan kimse
- "Hanende Nedim Bey ki gençliğinde Boğaziçi'nin bülbülü, en sevgili kuluyken artık onun da ihtiyarlamaya, sesinin bozulmaya başladığı söylenirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Karatavukgillerden, sesinin güzelliği ile tanınmış olan ötücü kuş (Luscinia megarhynchos)
- DECCAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse)
-
Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse)