Sonunda l olan 6 harfli 316 kelime var. L harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde l harfi olan kelimeler listesine ya da başında l harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ŞEVVAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hicri takvime göre ramazandan sonra gelen ay, bayram ayı

KREZOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tolüenden türeyen üç fenol izomerinden biri, lizol

SONCUL

  1. [sıfat] Son bulma özelliği olan

TEKMİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tamamlama, bitirme
  2. [sıfat] Bütün, tüm
    • "O bana Ahmet Midhat Efendi'nin tekmil kitaplarını sattı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  3. [sıfat] Eksiksiz
  4. Tekmil haberi

SAĞKOL

  1. [isim] Birinin çok güvendiği kimse
    • "Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim." (Refik Erduran)

PÜSTÜL

  1. [isim] İrinle dolu kabarcık veya sivilce

ÇENGEL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri ve ucu sivri demir
    • "Kız eğilmiş, panjurun kanatlarını çengellerine takıyor." (Refik Halit Karay)

MANGAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Isınmaya, bir şey pişirmeye yarayan, sac, bakır veya pirinçten, türlü biçimlerde üstü açık ayaklı ocak, korluk
    • "Masanın solunda küçük bir sac mangal yaz kış sürekli olarak yanardı." (Salâh Birsel)
    • "Sen bana iyi baksana, bende mangal gibi yürek var!" (Orhan Kemal)

TAHSİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Parayı alma, toplama
    • "İcra yoluyla tahsile gideriz, o sonra parasını geri alır." (Burhan Felek)
    • "Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar." (Burhan Felek)
    • "İyi tahsil görmüş gençlerden bir grup meydana getiririz." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Öğrenim
    • "Oğullarının birini tahsil için İstanbul'a göndermiş, ikisini yanında alıkoymuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

FİSKAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Hazineye ilişkin
  2. Vergiye ilişkin

TATSAL

  1. [sıfat] Tat alma duyusu ile ilgili

BENZOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Benzin ve tolüen karışımı bir akaryakıt

CİNSEL

  1. [sıfat] Cinsiyetle ilgili, cinsî, eşeysel, seksüel

MAHMUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yüklü, dolu
    • "Telgraf hatları ziyadesiyle mahmul, çektikleri telgrafı babasıyla annesi bakalım alabilecekler mi?" (Atilla İlhan)
    • "Asıl şair, dilinin bütün imkânlarını, zenginliklerini bilen, hudutsuz bir sevgi, sonsuz bir hırs ve şehvetle mahmul olan kimsedir." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Yükletilmiş
  3. [isim] Yüklem

SÖZSEL

  1. [sıfat] Söze ilişkin, sözle ilgili
    • "Eski musikimizin sözsel özelliğinde saptadığımız iç anlam yelpazelerine gönül vererek Boğaziçi'ni duyguya getirir." (Selim İleri)

HIMBIL

  1. [sıfat] Uyuşuk, tembel
    • "Zekâ olmadı mı akıl biraz hımbıl kalıyor." (Atilla İlhan)

KAŞKOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boyun atkısı, atkı
    • "Bir tanesi çenesine yün bir kaşkol bağlamış." (Sait Faik Abasıyanık)

TUZCUL

  1. [sıfat] Tuzlu toprakları seven (bitki)

BÜLBÜL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Karatavukgillerden, sesinin güzelliği ile tanınmış olan ötücü kuş (Luscinia megarhynchos)
    • "Çocuk dersi bülbül gibi bildiği hâlde, Mükremin Hoca, bir türlü tam numara atmazmış." (Haldun Taner)
    • "Kadın bülbül gibi Fransızca konuşuyor." (Halide Edip Adıvar)
    • "Buluştukları zaman da onu bülbül gibi konuşturdu." (Tarık Buğra)
    • "Mahkemeye havale edeceğim, orada bülbül gibi söylersin." (Ömer Seyfettin)
  2. Sesi çok güzel olan kimse
    • "Hanende Nedim Bey ki gençliğinde Boğaziçi'nin bülbülü, en sevgili kuluyken artık onun da ihtiyarlamaya, sesinin bozulmaya başladığı söylenirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)

DECCAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü